Cam Ürün Fotoğraflama Teknikleri
Mehmet Ömür
Camın kökeni, belirli bir tarihe veya kişiye atfedilemeyecek kadar eski ve karmaşıktır. Cam yapım tarihi, M.Ö. 3500’lü yıllara, hatta öncesine, Mezopotamya ve Mısır bölgelerine dayanır. Efsanelere göre, cam, Fenikeliler tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Bu hikayeye göre, Fenikeliler, doğal soda kaynakları bulunan plajlarda yemek pişirirken, sıcaklık ve kumun birleşimi sonucunda cam meydana gelmiştir. Ancak bu hikaye daha çok bir mit olarak kabul edilir ve gerçek cam yapımının çok daha karmaşık bir süreç olduğu düşünülür. İlk cam ürünleri, aslında kristalleşmemiş doğal cam olan obsidiyandan yapılmıştır. Yapay cam üretimi, eski uygarlıkların metal işleme teknolojilerinin gelişmesiyle paralel olarak gelişmiştir. Cam üfleme tekniğinin M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nda geliştirildiği bilinmektedir; bu da cam üretimini ve kullanımını büyük ölçüde artırmıştır.
Fotoğrafçılık açısından, cam ürünlerin fotoğraflanması, metal ürünlerle bazı benzer özellikler taşır ve her ikisi de yansımalar oluşturur. Yansıyan ışınlar, cam yüzeyinden giriş açısına bağlı olarak az veya çok polarize olabilir. Başlangıçta cam için de metal için kullanılan aydınlatma tekniklerini uygulamayı düşünebiliriz, ancak aslında bu doğru değildir. Metal aydınlatıldığında, fotoğraf makinesine bakan yüzeyine düzgün bir ışık verildiğinde, geriye ayarlanacak az sayıda detay kalır. Oysa camda, yüzeyden çok konturların nasıl göründüğü önemlidir. Konturlar net olarak tanımlanmışsa, diğer yüzeyler göz ardı edilebilir.
Cam ürünlerinin fotoğraflanmasında temel sorun, camın doğasından kaynaklanır. Cam şeffaftır ve cam ürüne ulaşan ışık, fotoğraf makinesine doğru yansımadığı için, camın birçok kısmı görünmez hale gelir. Konturlar da ya görünmez ya da çok az görünür. Bu durumda, cam ürününün şekli ve hacmi ortaya çıkamaz. Daha da kötüsü, bazı olumsuz yansımalar, yüzeyin detayları veya dokusu hakkında hiçbir bilgi vermez ve yanıltıcı olabilir.
Cam ürünlerin fotoğraflanmasındaki en önemli sorunlardan bir diğeri, cam üzerindeki doğrudan yansımalardır; bunlar genellikle sadece kompozisyonu bozar. İkinci daha ciddi sorun, camın şekil ve hacminin gösterilememesidir. Yeterli kontrast olmadan konturlar, net ve arka plandan ayrılmış olarak gösterilemez.
Peki, bu sorunlara nasıl çözümler getirilebilir? Tüm dikkat, konturların belirgin hale getirilmesi ve cam yüzeyindeki çirkin yansımaların yok edilmesine odaklanmalıdır.
Cam ürünlerin fotoğraflanmasında ideal çekim koşulları nelerdir?
Çoğu durumda, konturları iki temel teknikle ortaya çıkarabiliriz. İlk teknikte, açık arka plan siyah çizgiler şeklinde sonuç verirken, diğer teknikte koyu arka plan, açık çizgiler şeklinde bir görüntü ortaya çıkarır. Her iki aydınlatma yöntemi zıt görseller ortaya çıkarsa da, aslında aynı prensiplere dayanırlar. İkisi de cam ürünü belirginleştirir ve nesneyi çevresinden net bir şekilde ayırır.
İlk olarak, açık arka plan ve siyah konturlara bakalım!
Esasen, cam ürünün nasıl aydınlatılacağına, arka planın rengi karar verir. Açık tonlu arka plan, nesnenin konturlarında oluşabilecek tüm yansımaları ortadan kaldırmalıdır. Doğrudan yansımaları etkileyen açı da önemlidir.
Stüdyoda önce set kurulur. Işıklar yerleştirilir. En son ürün sahneye yerleştirilir. İlk olarak arka plan seçilir. Arka plan olarak genellikle beyaz bir arka plan tercih edilir. Işık kaynakları, arka planı mümkün olduğunca eşit bir şekilde aydınlatacak şekilde yerleştirilmelidir. Arka plan opak ise ön taraftan, yarı saydam (diffüzör) ise arkadan aydınlatmakta fayda vardır. Her iki yöntem de benzer sonuçlar verir ve bu seçim kişisel tercihe bağlıdır.
Eğer yarı saydam bir arka plan kullanılıyorsa ve ışık kaynağı arkadan ve alttan veriliyorsa, aydınlatma daha etkili olacaktır. Daha sonra kamera yerleştirilir. Kameranın objektifi, arka planı tam olarak kapsayacak şekilde yerleştirilmelidir. Bu adım çok önemlidir, çünkü kamera ile arka plan arasındaki mesafe böylece en iyi şekilde belirlenmiş olur. Eğer arka plan çok küçük olursa, görüntü çerçevesini dolduramayacaktır; bu istenmeyen bir durumdur. Çok büyük bir arka plan ise, tam tersine başka problemler yaratacak ve parlak yansımalar oluşacaktır. Bu parlak yansımalar, siyah çizgileri maskeleyeceğinden, istenilen mükemmel sonuca ulaşmak zorlaşacaktır. Bu durumda, arka plan yüzeyi, görüntü için istenen çerçeveden daha geniş siyah kumaşlar veya kartlarla maskelenir ve sadece gerekli olan alan aydınlatılır.
Ardından ürün sahneye yerleştirilir ve odaklama yapılır. Aydınlatılan arka planın gerekli büyüklükte olduğu tespit edildikten sonra, cam ürün, objektife biraz yaklaştırılıp uzaklaştırılarak gerekli düzenlemeler yapılır. Nesne, objektife ne kadar yaklaşırsa konturlar o kadar belirginleşecektir. Konturların daha iyi görünmesi, sadece lensin iyice yaklaşmasından değil, aynı zamanda nesnenin arka plandan uzaklaşmasıyla da ilgilidir; bu şekilde doğrudan yansımalar daha da azalır. Cam ürüne netlik yapılır ve fotoğraf çekilir. Işık ayarlarını belirlemek için, konunun arkasındaki aydınlatılmış arka plan üzerindeki yansıyan ışıktan ölçüm yapılır. Bunu bir pozometre ile yapmak gereklidir. Pozometrenin ölçtüğü pozlama, belli durumlarda artırılıp azaltılarak arka planın parlaklığı kontrol edilebilir. Eğer arka planın orta tonda, yani yansıma faktörü %18 olmasını istiyorsanız, pozometrenin gösterdiği pozlamayı uygulamalısınız. Arka planın açık gri olmasını istiyorsanız, pozometrenin gösterdiği pozlamayı +1 veya +2 stop arttırabilirsiniz. Arka planın koyu olmasını istiyorsanız, pozometrenin gösterdiği pozlamayı bir veya iki stop düşürebilirsiniz. Bu tür bir sahne için kesinlikle doğru bir pozlama yoktur; doğru pozlama aslında bizim tercih ettiğimiz görüntüyü veren pozlamadır. Arka plan ne kadar aydınlık olursa, sahne o kadar detaylı olur ve nesnelerin konturları daha iyi tanımlanır. Beyaz bir arka plan için pozlama yapılırsa, cam üzerindeki istenmeyen yansımalar azalır; bu yansımalar, neredeyse aynı değerde olduklarından ve arka planla hemen hemen aynı değerde olduklarından görünmez olurlar. Bu yansımalar, arka plan orta gri veya daha koyu olduğunda rahatsız edici hale gelirler.
Optik yasaların bazen imkansız kıldığı durumlarla uğraşarak vakit kaybetmemenizi öneririz.
Eğer arka plan koyu renk olacaksa pozometrenin gösterdiği pozlamayı bir ila iki spot azaltabilirsiniz. Bu tür sahneler için kesinlikle doğru bir pozlama yoktur. Doğru pozlama sizin tercih ettiğiniz görüntüyü veren pozlamadır. Pozlamayı değiştirerek arka planın ton değerini istediğiniz yere getirebilirsiniz. Koyu hatlarla bir cam ürünü çekerseniz siyah bir arka planın önünde görünen bir şey kalmaz. Ancak arka plan ne kadar aydınlık olursa sahne o kadar detaylı olur ve nesnenin konturları daha iyi tanımlanır.
Aydınlık arka plan ve koyu kontur tekniğini uygulamak için ışık kaynaklarını belirli bir acının uçlarına yerleştirmek gerekir. Böylece nesnenin istenmeyen yansımalarla kirlenmesi önlenir.
Beyaz bir arka plan için pozlama yapılırsa cam üzerinde istenmeyen yansımalar endişe verici olmaz bunlar neredeyse aynı değerde olduğundan arka plan da hemen hemen aynı değerlerde olduğundan görünmezler. Bu yansımalar arka plan orta gri ve daha koyu renkli olduğunda görünür ve rahatsız edici hale gelir. Ancak bunları da ortadan kaldırmanın yöntemleri vardır.
Şimdi koyu arka plan açık hatlar oluşturmak için yapılması gerekenleri anlatalım.
Koyu arka plan tekniği ile yukarıda anlatılan tam tersi bir etki yaratılır. Işık kaynaklarından cam üzerinde doğrudan yansımalar oluşur.
Gelin bu fotoğrafı çekmek için gerekli adımları görelim!
Önce geniş yüzeyli bir soft box olan bir ışık kaynağı yerleştirilir. Tüm konturları aydınlatmak için iki tarafta üstte ve altta iki beauty dish tipi aydınlatıcı kurmak gerekir. Yani bir tek cam ürün çekmek için dört kaynak gerekir. Tabii ki pratikte bu kurulumu sağlamak çok zahmetlidir. Dört ışık kaynağı yerine çok geniş bir soft box ı olan bir ışık kaynağıyla bu sorunu çözülebilir. Bu geniş aydınlatıcı yüzün boyutu şöyle hesaplanır; fotoğraf çekilecek cam ürünün diagonal boyutunun 10 ila 25 katı olan bir yüzey olması gerekir.
İkinci etapta ışık kaynağından daha küçük bir kara renkli arka plan kurulur. Siyah renkli bir arka plan oluşturmanın iki yolu vardır. En kolayı arkasında ışık kaynağı olan difüzör üzerine siyah arka planı yerleştirmektir. doğrudan siyah bir fon üzerinde cam ürünü fotoğraflamamın sakıncası siyah fonun ışık nedeniyle arzu edilen kadar koyu bir siyah olmasının engellenmesidir. Bu nedenle bize göre en iyi ışık seti şu şekilde kurulmaktadır. Cam ürünün arkasına küçük bir siyah arka plan kurulur onun da arkasına daha büyük bir beyaz fon kurulur ışık kaynağı beyaz fona döndürülerek yansıyan ışıkla ürün aydınlatılır. öndeki küçük siyah arka planı hafif bir ayak üstüne yerleştirmek mümkündür veya yukardan iple asmak da uygun olabilir. Burada bahsedilen iki yöntemde birbirine benzer sonuçlar verir. Arka plandaki siyah fonun kadrajın tam içine girmesi için cam ürün uygun bir şekilde kameranın lensinden uzaklaştırılır veya yakınlaştırılır. Ancak siyah arka planın ışığın etrafından dolanmasına engel olacak kadar büyük olmaması gerekmektedir.
Bundan sonraki aşama kamerayı yerleştirmektir. Kamera kadrajın tamamen arka planla doldurulacak şekilde bir yere konumlandırılır. Aydınlık arka plan tekniği ile olduğu gibi arka plan çok büyükse doğrudan yansımalar engellenmiş olur . Bu durumda da nesnenin konturlarını beyaz hatlarla vurgulayan ışığın engellenmesine ve nesnenin siyah fon üzerinde kaybolmasına neden olur.
Ardından cam ürün kamera önüne yerleştirilir ve nesnenin boyu istenen duruma gelene kadar objektifle arka plan arasında hareket ettirilir. Kontörların tanımı nesne objektife yakın olduğunda daha da iyi olur. Nesnenin konumu belirlendikten sonra odaklama yapılır.
Fotoğraf çekilmeye hazır olduğunda pozlama yapılır. Pozlama yapılırken ‘Spot’ ölçüm çok önemlidir. Pozometre kullanmanın önemi burada ortaya çıkar. Pozometre ile yeterince güvenilir bir ölçüm yapmak mümkündür. Son zamanlarda stüdyo fotoğrafçılığı yapan fotoğrafçılar bir veya birkaç deneme çekimi yaparak elde edilen sonuçları objektif bir şekilde değerlendirip pozlama parametrelerini düzeltiyorlar ve ardından nihayet çekimlerini yapıyorlar ki bu da gayet mantıklı bir yaklaşımdır.
Işık ölçümünde nesne üzerindeki doğrudan yansımanın onu üreten kaynak kadar ışık yoğunluğuna sahip olduğu bilinmelidir.
Nesne üzerindeki yansıma bir pozometre ile ölçüldüğünde alan çok küçük olduğundan ölçümün doğrudan ışık kaynağı üzerinde yapılması uygun olur. Pozometre kaynağa yeterince yakın bir yere yerleştirilir. Pozometrenin alıcısı nesnenin konturlarında beyaz çizgiler oluşturan ışık demetini alacak şekilde yönlendirilir. Bu çizgileri iyi bir beyazlıkta olması için pozometrenin gösterdiği pozlama değerini bir kaç stop arttırmak gerekebilir. Çünkü pozometreler ölçülen aralığı %18 gri olarak yansıtmak üzere kalibre edilmiştir. Kalibrasyon saf beyaz olarak yapılmaz. Bu şekilde belirlenen pozlama cam ürün yüzeyindeki ışıkları polarize olmamış yansımaları ile birlikte mükemmel bir şekilde gösterir. Bu pozlama başlangıç noktası olarak kullanılır. İstenirse ilk pozlama 1 veya 2 spot hatta üç stop artırılarak bracketing tekniği ile de yapılabilir.
Bu arada arka planın karanlık kaldığını varsayıyoruz çünkü ışığı doğrudan oraya yönlendirmedik ve grileşmedi. Ancak daha açık bir arka plan elde etmek istersek ayrı bir kaynak kullanarak arka planı aydınlatmak uygun olabilir. Genel pozlamayı artırarak arka planı aydınlatmak konu üzerinde aşırı pozlamaya neden olacağı için uygun değildir.
Karmaşık durumları önlemek adına bu basit ışıklandırma seti bize göre daha uygun gelmektedir. Tabii bazen cam ürünün kadraj içindeki kompozisyonu daha komplike ışık seti kurmayı gerektirebilir.
Yukarıda anlattığımız bu iki teknikten en iyisi hangisidir?
Açık zemin koyu kontur ve koyu zemin açık kontur teknikleri kolayca uygulanabilir ancak bunların birlikte kullanılması zordur. Cam eşyaları fotoğraflarken karşılaşılan çoğu başarısızlık bu iki tekniğin bilerek veya bilmeyerek aynı anda kullanılmasından kaynaklanır. Cam ürünler bir çadır içinde aydınlatıldığında çevreden gelen istenmeyen yansımalar başarıyla ortadan kaldırılabilir Ancak cam nesnenin konturlarını belirleyen çizgiler de bu arada yok olurlar ki bu cam ürünlerde istenilen bir şey değildir. Dolayısıyla cam ürünlerde çadır içi uygulamalar metal ürünler için olduğu gibi uygun değildir. Beyaz üzerine beyaz uygulama çok kötü sonuçlar verir.
Buraya kadar cam nesnelerin formlarını vurgulayan teknikleri ele aldık. Bu nesnelerin formları ve konturları ya koyu zemin üzerinde açık konturlar veya açık zemin üzerinde koyu konturlarla tanımlanmıştır. Bu iki teknik cam ve diğer şeffaf malzemelerin aydınlanmasının temelini oluşturur bununla birlikte daha çekici görüntüler yaratmak için ek tekniklere de ihtiyaç duyulabilir.
Gelin şimdi temel görüntülerde yapılabilecek iyileştirmeleri görelim.
Bunlar nelerdir:
Cam yüzeyi ortaya çıkartmak
Arka planı aydınlatmak
Ufku ortadan kaldırmak
Parlama yani flare olarak bilinen durumları ortadan kaldırmak
Parazit ışığı karşı mücadele etmek
Cam yüzey nasıl ortaya çıkartılır?
Konturları vurgulayarak formunu ve hacmini ortaya çıkaran teknikten daha fazlasının yapılmasını gerektiren bir çok şeffaf nesne vardır. Bu sorunu aşmak için nesnenin yüzeyine yansıyan yüksek ışınların kontrol edilmesi gerekir. Camın yüzey durumunu iyi bir şekilde gösterebilmek için çok ışıklı bölgelerin yeterince geniş olması gerekir.
Camın yüzeyini fotoğraflamak için doğru boyutta ve doğru yerde yüksek miktarda bir ışık yansıması oluşturmak gerekir.
Camın yüzeyinde oluşan neredeyse tüm yansımalar doğrudan yansımalardır
Amaç cam yüzeyin belirlenen bir noktasında yüksek bir ışık yansıması oluşturmaktır. Bunun için ışık kaynağının bir açı içine yerleştirilmasi gerekir. Bunu yaparken en yakın sınırla en uzak sınırı göz önünde bulundurmak gerekir en yakın sınır dağıtıcı ekran sayesinde sağlıklı bir şekilde olası noktalardan birine yerleştirilir.
Işık kaynağı ve camın üzerindeki yansımalar.
Cam ürün ön yüzeyinden aydınlatıldığında üzerinde soft box ın yansıması oluşur. Sadece soft box ın değil çevredeki diğer nesnelerin de yansımaları fotoğrafını çektiğimiz cam ürünün üzerine düşer.
Bu nedenle cam ürünün yüzeyini ortaya çıkarmak için kullanılan aydınlatma genellikle oldukça büyük boyutlu kaynaklar gerektirmektedir.
Kaynak hangi konumda olursa olsun nesneyi aynı etkide aydınlatır en uzak konumda bulunan bir kaynak en yakın konumda bulunan bir kaynağa göre birkaç kat daha büyük yüzey alanına sahip olmalıdır.
Ana ışık kaynağı ile dağıtıcı ekran (diffüzör) arasındaki mesafeyi belirlemek çok önemlidir.
Kaynağın konumu ne olursa olsun dağıtıcı ekrana opak bant şeritler yapıştırarak görüntüye daha doğal bir atmosfer kazandırmak mümkündür.
Optik yasaların bazı durumlarda imkansızlıklar yaratabileceğini ve bu tür durumlarla uğraşarak zaman kaybetmemenizi öneriyoruz.
Eğer arka plan koyu renkteyse, pozometrenin önerdiği pozlama değerini bir ila iki stop azaltabilirsiniz. Bu tür sahnelerde kesin bir pozlama değeri yoktur; doğru pozlama, istediğiniz görüntüyü elde ettiğiniz pozlamadır. Pozlamayı ayarlayarak arka planın tonunu istediğiniz seviyeye getirebilirsiniz. Koyu konturlarla bir cam ürün çektiğinizde, siyah bir arka plan önünde ürün görünmez hale gelebilir. Ancak arka plan ne kadar aydınlık olursa, sahne o kadar detaylı olur ve nesnenin konturları daha da belirginleşir.
Aydınlık arka plan ve koyu kontur tekniği için ışık kaynaklarını belirli bir açıda konumlandırmak gerekir. Böylece nesnenin istenmeyen yansımalarla bozulması önlenir.
Beyaz bir arka plan için yapılan pozlamada, cam üzerindeki istenmeyen yansımalar çok fazla sorun olmaz. Bu yansımalar, arka plan orta gri veya daha koyu olduğunda belirginleşir ve rahatsız edici hale gelir. Ancak bunları gidermenin yöntemleri de vardır.
Şimdi koyu arka planla açık kontur oluşturmak için yapılması gerekenlere değinelim.
Koyu arka plan tekniği, yukarıda anlatılanın tam tersi bir etki yaratır. Işık kaynakları, cam üzerinde doğrudan yansımalar oluşturur.
Koyu arka plan tekniği ile bir cam ürün fotoğraf çekimi için gerekli adımları gözden geçirelim.
Öncelikle, geniş yüzeyli bir Soft Box kullanarak bir ışık kaynağı yerleştirilir. Tüm konturları aydınlatmak için iki tarafta, üstte ve altta, iki beauty dish tipi aydınlatıcı kurmak gerekir. Dört ışık kaynağı yerine, geniş bir Soft Box’ı olan tek bir ışık kaynağıyla da bu sorun çözülebilir. Bu geniş aydınlatıcının boyutu, çekilecek cam ürünün diyagonal boyutunun 10 ila 25 katı olmalıdır.
İkinci aşamada, ışık kaynağından daha küçük siyah renkli bir arka plan kurulur. Siyah arka planı oluşturmanın iki yolu vardır. En kolayı, arkasında ışık kaynağı olan bir difüzör üzerine siyah arka planı yerleştirmektir. Doğrudan siyah bir fon üzerinde fotoğraf çekmenin sakıncası, siyah fonun ışık nedeniyle yeterince koyu olmamasıdır. Bu yüzden en iyi ışık seti, cam ürünün arkasına küçük bir siyah arka plan, onun arkasına ise daha büyük bir beyaz fon yerleştirerek kurulur. Öndeki küçük siyah arka planı hafif bir ayağa yerleştirmek veya yukarıdan asmak mümkündür. Her iki yöntem de benzer sonuçlar verir. Arka plandaki siyah fonun kadraj içine tam girmesi için cam ürünün konumu lensle ayarlanır. Ancak siyah arka plan, ışığın etraftan dolanmasını engelleyecek kadar büyük olmamalıdır.
Sonraki aşama, kamerayı yerleştirmektir. Kamera, kadrajın tamamen arka planla doldurulacak şekilde konumlandırılır. Aydınlık arka plan tekniğiyle olduğu gibi, arka plan çok büyükse, doğrudan yansımalar engellenir. Bu durum, nesnenin konturlarını vurgulayan ışık demetlerinin engellenmesine ve nesnenin siyah fon üzerinde kaybolmasına neden olur.
Ardından, cam ürün kamera önüne yerleştirilir ve istenen boyuta gelene kadar objektifle arka plan arasındaki yeri ayarlanır. Konturlar, nesne objektife yakınken daha iyi olur. Nesnenin konumu belirlendikten sonra odaklama yapılır.
Fotoğraf çekmeye hazır olduğunda, pozlama yapılır. ‘Spot’ ölçüm burada çok önemlidir. Pozometre, güvenilir bir ölçüm yapmak için en iyi seçenektir. Günümüzde stüdyo fotoğrafçıları, deneme çekimleri yaparak elde edilen sonuçları değerlendirip ona göre pozlama parametrelerini düzeltmektedir.
Işık ölçümünde, nesne üzerindeki doğrudan yansımanın, onu üreten kaynak kadar ışık yoğunluğuna sahip olduğu bilinmelidir.
Nesne üzerindeki yansıma, çok küçük bir alanda olduğundan ölçüm yapmak zor olabilir bu durumda pozometre ile ölçüm yapmak için doğrudan ışık kaynağı üzerinden ölçüm yapılmalıdır. Pozometre, nesnenin konturlarında beyaz çizgiler oluşturan ışık demetini alacak şekilde konumlandırılır. Bu çizgilerin iyi bir beyazlıkta olması için pozometre ile belirlenen pozlama değerini birkaç stop artırmak gerekebilir. Çünkü pozometreler, ölçülen aralığı %18 gri olarak yansıtacak şekilde kalibre edilmiştir. Bu şekilde belirlenen pozlama, cam ürün yüzeyindeki yansımaları mükemmel bir şekilde gösterir. İlk pozlama, istenirse 1 veya 2 stop, hatta üç stop artırılarak bracketing tekniği ile de yapılabilir.
Arka plan siyah olduğunda, doğrudan ışığı oraya yönlendirmemek gerekir. Ancak arka plan daha açık bir tonda olsun istenirse, ayrı bir kaynak kullanılarak arka plan aydınlatılabilir. Genel pozlamayı artırarak arka planı aydınlatmak, konu üzerinde aşırı pozlamaya neden olacağı için uygun değildir.
Karmaşık durumları önlemek adına, bu basit ışıklandırma setini kullanmak daha uygun görünmektedir. Elbette, bazen cam ürünün kadraj içindeki kompozisyonu daha karmaşık bir ışık seti kurmayı gerektirebilir.
Bu iki teknikten hangisi en iyisidir? Açık zemin koyu kontur ve koyu zemin açık kontur teknikleri kolay uygulanabilir, ancak bunların birlikte kullanılması zordur. Cam eşyaların fotoğraflanmasında karşılaşılan başarısızlıkların çoğu, bu iki tekniğin bilerek veya bilmeyerek aynı anda kullanılmasından kaynaklanır. Cam nesneler bir çadır içinde aydınlatıldığında, çevreden gelen istenmeyen yansımalar başarıyla ortadan kaldırılabilir, ancak bu durumda cam nesnenin konturları da kaybolur. Dolayısıyla cam ürünler için çadır içi uygulamalar, metal ürünler için olduğu gibi uygun değildir. Beyaz üzerine beyaz uygulama kötü sonuçlar verir.
Cam nesnelerin formlarını ve konturlarını vurgulayan bu iki teknik cam ürün fotoğraflamanın temelini oluşturur. Ancak daha çekici görüntüler yaratmak için ek tekniklere ihtiyaç duyulabilir.
Gelin şimdi temel görüntülemede yapabileceğimiz iyileştirmelere göz atalım.
İyileştirilebilecek hususlar şunlardır:
- Cam yüzeyinin belirginleştirilmesi
- Arka planın aydınlatılması
- Ufuk çizgisinin ortadan kaldırılması
- Flare denilen parazit ışığın engellenmesi
- Parazit ışığa karşı mücadele etme
Cam Yüzeyinin Belirginleştirilmesi
Cam yüzeyini belirginleştirmek için, yüzeyine yansıyan ışıkların kontrolü önemlidir. Camın formunu ve hacmini vurgulamak için konturların öne çıkarılması ve yüzey durumlarının daha belirgin hale getirilmesi gerekir. Cam yüzeyini fotoğraflarken, doğru boyutta ve yerde yansıma oluşturmak önemlidir. Camın yüzeyindeki yansımalar genellikle doğrudan yansımalardır. Işık kaynağını doğru bir açıda yerleştirerek cam yüzeyinde belirli bir noktada yüksek ışık yansıması elde etmek mümkündür. Işık kaynağı ve cam üzerindeki yansımaların yönetimi, fotoğrafın kalitesini büyük ölçüde etkiler.
Arka Planın Aydınlatılması
Arka plan aydınlatması, cam ürün fotoğraflarında önemli bir rol oynar. Koyu zemin üzerinde açık çizgilerin vurgulanması için ışık seti dikkatlice kurulmalıdır. Siyah arka zemin üzerinde ek ışık kaynakları kullanılabilir. Ana ışık kaynağı ve dağıtıcı ekran (diffüzör) arasındaki mesafe, görüntüye doğal bir atmosfer kazandırmak için önemlidir.
Ufuk Çizgisinin Ortadan Kaldırılması
Ufuk çizgisini ortadan kaldırmak için, yatay düzlemlerin kullanımı ve geniş rulo arka plan fon kağıdı gibi yöntemler etkilidir. Açık zemin ve koyu çizgi tekniklerinde arka planın dışındaki alanların gizlenmesi gerekebilir. Kompozisyon önemliyse, ufuk çizgisini göstermemek daha iyi olabilir. Cam nesnelerin şeffaf veya aynalı yüzeylere yerleştirilmesi, ufuk çizgisinin görünürlüğünü azaltabilir.
Flare ve Parazit Işıkların Engellenmesi
Flare, genellikle objektifin dışındaki ışıklardan gelen yansımalarla oluşur. Görüntü kalitesini düşüren bu durum, ışığın engellenmesiyle çözülebilir. Objektif önünde ayarlanabilir panellerin kullanılması etkili olabilir. Cam ürünlerin çevresindeki parlak nesnelerin yansımalarını azaltmak için, ışığın doğru yönetimi ve engellenmesi gereklidir. İstenmeyen yansımaları ortadan kaldırmak için çeşitli teknikler uygulanabilir.
Çeşitli Malzemelerle Üretilmiş Cam Ürünlerin Fotoğraflanması
Cam ve diğer malzemelerin bir arada bulunduğu ürünlerin fotoğraflanması, özel teknikler gerektirir. Örneğin, bir cam şişenin üzerindeki etiket farklı bir aydınlatma ihtiyacı doğurabilir. Şeffaf bir sıvıyla dolu nesneler, görüntü oluştururken zorluklara neden olabilir. Bu durumları çözmek için arka planın boyutunun artırılması ve kameranın konuya yaklaştırılması gibi yöntemler kullanılabilir.
Optik yasalarına göre, bir sıvı ile dolu şeffaf küre veya silindir, dışa dönük bir mercek gibi işlev görebilir. Bu durumda, görüntüler oluşturulurken bazı zorluklarla karşılaşılabilir. Örneğin, boş bir bardak normal bir bakış açısından çekildiğinde, eğer arkadaki beyaz arka plan yeterince geniş değilse, camın ortasında dikdörtgen bir görüntü oluşabilir. Bu, beyaz arka planın yansıyan görüntüsüdür.
Bu sorunu engellemek adına, arka planın boyutunu artırarak konunun görüntüsünün kadraj içinde daha iyi yerleştirilmesi sağlanabilir. Bir diğer çözüm yolu ise, kamerayı konuya yaklaştırmaktır. Ancak bu durumda, uygun odak uzaklığına sahip bir objektif kullanımı gereklidir. Daha yakın bir bakış açısı ve kısa odaklı objektif kullanımı, nesnenin şeklinde hafif bozulmalara yol açabilir. Bazıları bu durumu kusur olarak görmese de, profesyonel bir fotoğrafçı için bu kabul edilemez bir durum olabilir. Özellikle, bir ürün kataloğu için çekilecek fotoğraflarda bu tür bir hata yapılmamalıdır.
Cam ürünlerin fotoğraflanmasındaki bir diğer sorun, örneğin siyah zemin üzerindeki bir bira bardağı ile ilgilidir. Şeffaf bir kap içindeki sıvı, arkasındaki zeminin rengini ve tonunu otomatik olarak alabilir. Bu nedenle, hafif sarı renkli bir bira, kahverengi bir bira gibi görünebilir. Bu sorunun çözümü, camın arkasına yerleştirilen ikinci bir beyaz veya gümüş arka plan kullanımıdır. Ancak, bu arka planın sıvının yüzeyini tamamen kaplaması ve camın sınırlarını aşmaması önemlidir.
Şarap şişesi ve etiketinin fotoğraflanması söz konusu olduğunda, doğrudan ve dağılmış yansımaların birlikte mükemmel bir görsel oluşturması nadirdir. Kağıt, genellikle dağılmış yansımaları yansıtırken, cam yüzeyi doğrudan yansımalar oluşturur. Bu doğrudan yansımalar, etiketin okunabilirliğini engelleyebilir. Objektifin bakış açısını değiştirerek bu soruna iki çözüm sunulabilir. İlk olarak, ışık kaynağını yukarıya yerleştirerek kağıdın doğrudan yansımasını aşağıya yönlendirmek ve böylece objektife ulaşma riskini azaltmak mümkündür. Eğer şişe üzerindeki parlak nokta ideal konumlandırılmışsa ve ışık kaynağının yüksekliği değiştirilemiyorsa, etiket üzerindeki doğrudan yansımayı engellemek için siyah bir maske kullanılabilir. Bu maskenin konumu ve boyutları çok önemlidir; doğru yerleştirildiğinde, cam üzerine yansımayı önler ve mükemmel bir dengeye sahip son görüntüyü ortaya çıkarır. Ayrıca, objektife bir polarizasyon filtresi ekleyerek istenmeyen yansımaların parlaklığını azaltmak mümkündür, ancak bu her durumda etkili olmayabilir.
Bazen teknik yaklaşımlarla sanatsal kararları aynı anda almak zordur. Müşterinin istekleri veya kişisel tercihler farklı aydınlatma tekniklerinin kullanılmasını gerektirebilir.
Yaratıcı bir fotoğrafçı için, ışığın madde üzerindeki etkileşimini anlamak, profesyonel ve etkileyici görüntüler oluşturmanın temelidir. Cam ürünlerin fotoğraflanması, fotoğrafçılık alanında, fotoğrafçılara görmeyi öğreten klasik konulardan biridir. Bu nedenle, bu konuya uzun bir açıklama getirmek istedik.