İlham mı? İntihal mi? İşte sorun…
Bir hafta ara ile gezdiğim iki serginin ardından Photo Reponse’daki bir tartışma bana bu soruları sordurttu desem yalan olmaz.
Birinci sergi Istanbul Fotoğraf festivali çerçevesindeki Sandro Miller’in sergisi. Beşiktaş’daki eski hal meydanında..
Bu sergi Sandro Miller’in model olarak ünlü John Malkovich’i kullandığı ve fotoğraf tarihine mal olmuş ünlü fotoğrafçıların ünlü fotoğraflarını yeniden canlandırdığı eserlerden oluşan çok önemli bir sergi. Ustalara saygı sergisi olarak nitelenen bu sergi 7 Kasım 2014 de Chicago’da Catherine Elmann Galery de açıldı ve üç ay boyunca sergilendi. Sergiden bir hafta önce de bu çalışması ile Lucie Foundation Carnegie Hall da Sandro Miller’e “Yılın International fotoğrafçısı”ödülünü verdi. Bu olaydan tam 2 yıl sonra Pariste benzer bir sergi açıldı. Olayın şöyle geliştiğini anlıyoruz;
Geçen yıl Arles da Sandro Millerin sergisi fotoğraf festivali sırasında yeniden sergilenir. O sırada orada bulunan fransız fotoğrafçı Catherine Balet bir yemek sırasında tesadüfen çizgili tişört giymiş kişiyi Picasso ya benzetir ve gözlerinin önünde Robert Doisneau’nun ünlü Picasso fotoğrafı canlanır. Balet, Sandro Miller’in serisine benzer bir proje başlatmaya karar verir.
İki fotoğrafçının çalışmalarını incelerseniz birbirlerinin çok benzeri olduğunu görürsünüz. Sadece bazı ünlü fotoğrafçı seçimide farklılıkları vardır. Fransız Catherine Fransız hümanist fotoğrafçılarına ağırlık verirken Sandro Miller doğal olarak amerikalı fotoğrafçıların ikon fotoğraflarını almıştır.
Ancak bazı fotoğraflar ise tıpatıp aynıdır. Balet, Miller’in fikrini çalmış mıdır? ilham mı almıştır?
İsterseniz bakalım;
Sırasıyla Diane Arbus’ün “A young man in curlers at home on West 20th Street , NYC” adlı 1966 da çektiği fotoğraf. Yanında Miller’in 2014 de John Malkovich ile yeniden yarattığı aynı fotoğraf ve 2016 da Balet’nin Picasso benzeri RIcardo Martinez-Paz ile yaptığı portre çalışması.
Bir örnek daha verirsek ünlü Fransız fotoğrafçı Richard Avedon’un arıcı fotoğrafı hem Miller hem de Balet tarafından 2 yıl ara ile tekrar tekrar yorumlanmıştır.
İki fotoğrafçının benzer başka fotoğrafları da var.. Annie Leibovitz / John Lennon and Yoko Ono 1980, Horst P. Horst / Mainbocher Corset, Paris (1939) gibi. Burada “İlham mı değil mi? konusunun yorumunu okuyucuya bırakmayı tercih ediyorum.
Ancak yorumunuz ne olursa olsun fotoğrafa meraklı iseniz ve yolunuz Parise düşerse bu sergiyi mutlaka gezmenizi öneririm. Hatta 120 ünlü fotoğrafından yola çıkılarak yapılmış kitabı da alıp kütüphanenize koymanızı öneririm. Bu fotoğraflara dönüp dönüp bakmak çağımızın en önemli sanatı olmaya aday fotoğrafın tarihine zaman zaman dalmanızı kolaylaştıracaktır.
Adres; GALERIE THIERRY BIGAIGNON 9 rue Charlot 75003 Paris.
Buradaki iki çalışma birbirine çok benzer ve hiç bir fotoğraf eleştirmeni bu iki fotoğraf sanatçısının ilham konusuna dokunmamış. Oysa fotoğrafımı çaldın konusu Fransada iki fotoğrafçının neredeyse mahkemeye düşmesine neden olacaktı. 25 temmuz tarihli yılda 2 defa yayınlana 6 mois dergisinde Alain Laboile’in Niki Boon’a mektubunu ve Boon’un bu mektuba yazdığı cevap yayınlandı. Fransız Laboile Avustralyalı Boon’un fotoğraflarının kendisininkilere hem konu olarak hem de tarz olarak çok benzediğini örneklerle iddia ediyor. Boon da kendisinin Laboile’i takip ettiğini eserlerini çok beğendiğini ama amacının kopya etmek olmadığını öne sürüyor. İki fotoğrafçının sitelerine girip fotoğraflarını incelediğinizde ve mektuplarını okuduğunuzda ikisine de hak veriyorsunuz.
İsterseniz siz de bir göz atın; http://www.laboile.com/works.html ve http://www.nikiboonphotos.com/wild-and-free/.
Bana sorarsanız istikrarlı çalışması ile Boon’un fotoğrafçılığını çok beğendiğini söyleyebilirim. Derinlikli siyah beyaz çocuk ev aile fotoğraflarına hayran kalmamak olası değil. Ama Laboile’in “La famille” adlı serisini incelediğinizde aynı şekilde etkileniyorsunuz.
Burada aklımıza ister istemez kadılık yapan Nasrettin Hocanın fıkrası geliyor. Hoca bir davada hem davalıya hem de davacıya haklısın, sen de haklısın dedikten sonra; ikisi birden nasıl haklı olur diyen hanımına, Hanım sen de haklısın yahu” der. Aslında olay sanıldığından daha kompleks. eserlerinin çalındığını iddia eden Laboile kimseden etkilenmedi mi acaba? İsterseniz Saly Mann’ın fotoğraflarına bakın http://sallymann.com/selected-works/family-pictures
veya Magnum fotoğrafçısı Larry Towell e göz atın
Şaşırtıcı benzerlikleri göreceksiniz.
Belki de dönüp dolaşıp Türkiyenin en güzel fotoğraf kitaplarını basan A4 Ofset’in sahibi Alparslan Baloğlunun dediğine geliriz.
“Dünyada bütün fotoğraflar çekilmiş bana çekecek fotoğraf kalmamış”
Meraklısına not; https://tr.wikipedia.org/wiki/İntihal