Bazı sanatçılar başarılıdır da bazıları neden değildir?

 

Neden bazı sanatçılar başarılıdır da bazıları değildir?

Sanatta başarının ölçütleri çeşitlilik gösterir ve özneldir. Bazı sanatçılar kişisel tatmin ve yaratıcı ifadeyi önem verirken, diğerleri tanınma ve onay arayışındadır. Sanat dünyasında geleneksel başarı ölçütlerini şu şekilde sıralayabiliriz; galerilerde görünmek, müzelerde sergilenmek, eserin satışları, müzayede piyasasına var oluş ve koleksiyonerlerin eserlere ödediği değerler. Bu ölçülebilir başarılar, sanat dünyasındaki bazı etkenler ve ağlar tarafından yönlendirilirler.

Sanatçıların keşfi, farklı bireyler ve kurumlar tarafından gerçekleştirilir. Bazı sanatçılar, esas rollerinin yeteneklerini ifade etmek ve sanat yaratmak olduğuna inanırken, kendilerini keşfetme işini topluma bırakırlar; bazı sanatçılar ise çalışmalarını tanıtmak için sürekli fırsat arayışındadırlar. Sanatçıların sanat dünyasında ortaya çıkmaları, sanat kurumları, galeriler, küratörler, eleştirmenler, koleksiyonerler ve sanatseverler sayesinde olur. Bu kişiler ve kuruluşlar, etkileyici veya değerli buldukları sanatçıları arayıp bulma ve tanıtma rolü üstlenirler.

Sanat dünyasının karmaşık dinamiklerini anlamak için ağ analizi kavramını bilmek gerekir. Bu yolla sanatsal başarının tahmin edilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Bir sanatçının erken kariyerini ve çalıştığı kurumları inceleyerek, araştırmacılar gelecekteki başarıları hakkında doğru tahminler yapabilmişlerdir. Anglo-Sakson literatürde Gatekeeper denilen kişi ve kurumlar birbirleriyle olan bağlantıları ve belirli sanatçılara verdikleri önem, bir sanatçının sanat piyasasına erişimini ve başarı şansını belirler.

Sanatçılar için geleneksel olan galerilerde sergi olanağı sağlamaktır, ancak araştırmalar başarının alternatif yollarla da elde edilebileceğini göstermiştir. Alaylı olan ve düşük sosyoekonomik ortamlarda büyüyen bazı sanatçılar, çalışmalarını çeşitli kurumlarda sergileyerek ve sanat dünyasında kendilerine yer açmış ve tanınırlıklarını sürekli arttırarak zirveye çıkmışlardır. Sanatçılar çalışmalarının yer aldığı ağları anlamak ve kullanmak zorundadırlar. Ancak bu şekilde istenilen kitleye ulaşabilirler ve tanınabilirler.

Yetenek, sanatsal başarıda önemli bir faktördür. Olağanüstü yeteneğe sahip sanatçılar genellikle daha kolay üst seviyelere çıkabilir ve sanat dünyasının etkili kişileri tarafından tanınabilir ve desteklenebilir. Yetenek, bir sanatçının çalışmalarının değer görmesini ve takdir edilme şansını artırır.

Sonuç olarak, sanatta başarı şansı çok yönlüdür. Bireysel hedeflere ve bakış açısına bağlı olarak bu şansın oranı değişebilir. Kurumlar ve satışlar aracılığıyla tanınma ve onaylanma nasıl olur?

Bazı özellikler geleneksel başarı ölçütleri olarak kabul edilirken, bazen de kişisel tatmin, yaratıcılık açısından doyum ve toplumda etki yaratabilmek sanatçılar için önemli olabilir.

Paris’in lüks otel zinciri; Bavarez’den Raphael’e

 

Paris’in lüks otel zinciri
Mehmet Ömür
Paris’te lüks otel sektöründe, 3 lüks otel sahibi olan Baverez ailesinin hikayesi ayrı bir yer tutar.
115 yıldır, sürekli otellerine yatırım yapan bu aile tamamıyla bir aile şirketidir. Hikaye, 20. yüzyılın başlarında başlar; 1900’de Regina, 1907’de Majestic ve 1925’te Raphael’in kuran Leonard Tauber, 1944’te vefat ederken, otellerinin kontrolünü zaten sağ kolu ve ortağı olan Constant Baverez’e teslim etmiştir.
O da, lüks konaklama tarihindeki en uzun hikayenin ilk kişisi olarak, aile mirasının sürekliliğini korumuştur. Bugün, grubun başında büyük torunu Madame Véronique Valcke bulunmaktadır.
Véronique Valcke, 2010 yılında Baverez Hotel Group’un CEO’su annesi Françoise Baverez’den görevi teslim almıştır. Aile şirketine ait Paris’te üç lüks otel vardır: Raphaël, Regina ve Majestic Villa Hotel-Spa. Véronique Valcke bir bahar sabahı bize ailesinin tarihini ve otellerinin politikasını uzun uzun keyifli bir sohbetle anlattı.

Anneden kıza devir

Aile şirketinde liderliğin devri doğal bir süreçdir. Otelleri geliştiren aslında dedesidir. Kendisi doktor olmasına rağmen hiç doktorluk yapmamış ve otelleri yönetmiş, geliştirmiştir. Ardından anne Françoise Baverez uzun yıllar boyunca büyük bir tutku ve özveriyle şirketi yönetmiştir. Veronique Valcke, hep otellerimizin ne kadar güzel özellikleri olduğunu görüp bunları inceleyerek büyümüştür. Annesi emekli olmaya karar verdiğinde, geleneği sürdürme sorumluluğunu kızına emanet etmiştir.

2010 yılında Véronique Beauvais-Valcke, annesi Françoise Baverez’in den görevi devralarak otelleri yönetmeye başlamıştır. Her konuda mükemmellik geleneğini devam ettiren dördüncü kuşak temsilcisi olan Valcke, sanat meraklısı ve üç çocuk annesidir. Bizimle, günlük yaşamını ve Baverez grubuna liderlik etmesine yol açan aile anılarını paylaştı.

Otel ve Yönetim

Oteller hepsi tarihi otellerdir. Hôtel Régina kapılarını 1900 yılında açmıştır. Otellerin zengin bir tarihi vardır ve Paris’in cazibesine katkıda bulunmuş, dünyanın dört bir yanından gelen çok önemli konuklarına en lüks konaklama imkanı sunmuşlardır. Bu lüks oteller dönem tarzında dekore edilmiştir ve modernize edilmemiştir. Üç tesisin de tarihi özellikleri özenle korunmaktadır.
Valcke’nin annesi üçüncü kuşağı temsil ediyor. Kendisi tek çocuk olarak dördüncü kuşağa ait. Annesi yönetimi devralması için kendisini zorlamamış. Annesi isteği onun bir otel okuluna gitmesiydi, ancak kendisi iş hukuku ve finans alanında ilerlemeyi tercih etti. Bir hukuk firmasında kariyerine başladığında annesi buna karşı çıkmadı. Ancak 1999 yılında Majestic Hotel için bazı prosedürleri hazırlamasını istedi. Veronique Valcke fırsatı değerlendirdi ve kendisini otelcilik sektörünün içinde buldu, bir daha da ayrılamadı.

Covid-19 pandemisi sırasında ve sonrasında neler oldu

Veronique şöyle söylüyor; “Seyahat edememekten dolayı insanlar hayal kırıklığına uğradı, bu yüzden oteller şimdi sürekli dolup taşıyor. Paris’te hiç bu kadar çok turist görmemiştik. Bununla şikayetçi olsak da, şehrin yeniden hayata dönmesini görmek harika bir şey. Turistik bölgeler kalabalık ve harika! Önemli sorunlardan biri taksiler. Taksi talebi yoğun ve bulmak bazen biraz zor olabiliyor”.

Veronique Beauvais Valcke’nin Otel Yönetimindeki Rolü önemli

Veronique; Finansı yönetiyorum ve şirketimin gelecek beş, on, on beş yıl için bir vizyonu olması gerekiyor” diyor. Otellerin sürdürülebilirliğini sağlamam gerekiyor. Bu gerçekten tüm şirketlerde lider önemlidir. Benim bütün otellerde ayrı ofisim vardır.
Otel finansını yönetmek ve şirketinizin uzun vadeli başarısını sağlamak, özellikle otel endüstrisinde önemli bir rol oynamak başlıca görevlerimdir. Vizyonunuz, karar verme sürecinizi ve stratejik planlamanızı yönlendirecektir.
Otelinizde ofise sahip olmanın önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Her sabah Raphaël lobisinden geçmek muhteşem bir duygudur. Otellerinizin işleyişi ve atmosferiyle sürekli bağlantıda kalmanıza sağlar. Bu yakın ilişki, konuk deneyimini birinci elden gözlemlemenizi ve iyileştirmek için bilinçli kararlar almanızı sağlar.
Otel finansınızı yönetirken uzun vadeli bir perspektife sahip olmak da hayati önem taşır. Finansal eğilimleri tahmin etmek, büyüme fırsatlarını belirlemek, riskleri yönetmek ve işin karlılığını ve sürdürülebilirliğini sağlamak işlerim arasındadır. Öngörülü olup uyum sağlayarak, şirketinizi başarıya yönlendirebilirsiniz. Misafirlerle ilgili günlük ortaya çıkabilecek olası zorlukları böylece daha kolay aşabilirsiniz.
Stratejilerimizi sürekli değerlendirmeyi, sektör trendlerini takip etmeyi ve ekibimle işbirliği içinde olmayı çok önemserim. Liderlik için bir kişinin hevesli olması gerektiğini düşünürüm. Bolca fikre sahip olmaklı ve risk alma konusunda bilinçle hareket etmelidir. On fikrimiz olduğunda, dokuzunun çöpe gideceğini ve işe yaramayacağını biliriz. Riskleri denemek, almak gerekiyor. Ancak para kaybetmekten kaçınmak için bu riskleri çok uzun süre denememek gerekir. Bazen inanmakta zorlandığımız fikirlere sahip genç insanları dinlemeyi severiz. Bazen de bunu daha önce neden denemedik? diye kendi kendimize sorarız.
Sonuç olarak, Veronique Beauvais Valcke’nin, Baverez Hotel Group’un CEO’su olarak aile mirasını devralmış ve otel zincirinin başarısını sürdürmeye kararlı olduğu anlaşılıyor. Otel finansını yönetirken uzun vadeli bir vizyonla hareket ederek, sektör trendlerini takip etmeyi önemsiyor. Yenilikçi fikirleri denemeyi seviyor.
Bavarez lüks otel zinciri, halen Paris’in merkezindeki üç tesisle konuklara çok özel bir deneyim sunmaya devam etmektedir.

Ben sadece bir CEO değil, aynı zamanda bir anne olduğumu unutmam. Her kadın gibi, ofise gitmeden önce günün ilk kısmında evimle ilgilenirim. Ardından gelen süreç her gün aynı değildir çünkü randevularım ihtiyacı göre şekillenir.
Annem oteldeki kadın personele önem verirdi. İş başına geldiğimde, otellerin kadın personel açısından oldukça zengin olduğunu fark ettim. Böyle de devam ediyorum.
”Devam etmek” benim sloganım, her zaman ileriye doğru ilerlemeye hareket etmek önemlidir. Annem ve ben tüm personeli adıyla tanırız. Çünkü onlar ailemizin bir parçasıdır.Birlikte eğleniriz ve onlar da burada bizimle birlikte olmaktan mutludurlar. Tüm sorunları için kapımız her zaman onlara açıktır.
Raphael Otel
Raphael Oteli, Paris’in 16. bölgesinde bulunan ünlü 5 yıldızlı bir oteldir. Léonard Tauber ve Constant Baverez tarafından 1925 yılında inşa edilmiştir ve mimari planları André Rousselot’a aittir. Otel, zarif Art Deco tarzı dekorasyona sahiptir ve adını ünlü ressam Raphael’den almaktadır.
Yıllar boyunca, Raphael Oteli Hollywood film dünyasından birçok ünlü konuğu ağırlamıştır. Ava Gardner, Katharine Hepburn, Charles Bronson, Yul Brynner, Henry Fonda, Clark Gable, Grace Kelly, Burt Lancaster, Steve McQueen, Roger Moore, Kirk Douglas, Gary Cooper ve Marlon Brando gibi oyuncular otelin düzenli misafirleri olmuşlardır.
II. Dünya Savaşı sırasında Paris’in Alman işgali döneminde, Raphael Oteli SS, Gestapo ve Wehrmacht’ın yüksek rütbeli subayları için ana konaklama yeri olarak hizmet vermiştir. Bu Alman askeri ve istihbarat personeli için merkezi bir konum haline gelmiştir. Ayrıca, saygın Alman yazar Ernst Jünger bu dönemde Raphael’de ikamet etmiş ve savaş günlükleri için birçok kaydı burada yazmıştır.
Tarihi önemi, lüks ortamı ve tanınmış kişilerle ilişkisi, Raphael Oteli’ni saygın bir kuruluş olarak tanınmasını sağlamıştır.
Regina Otel
Paris’teki Place des Pyramides’te bulunan Regina Oteli, 1900 Dünya Fuarı için açılmıştır. Otelin konumu, 1798’de Napolyon’un Mısır’da kazandığı zaferden adını almıştır. Bina, İkinci İmparatorluk dönemine kadar uzanır ve 1898 ile 1900 yılları arasında inşa edilmiştir.
Regina Otel, Fransa ve İngiltere arasındaki dostane ilişkiyi simgeler. Kraliçe Victoria’ya ithafen adlandırılmıştır. Her zaman iki ülke arasındaki dostane ilişkiyi temsil etmiştir.
Otel, iki aşamalı büyük bir yenileme projesinden geçmiştir. İlk aşama 2014 yazında tamamlanmış, ikinci kanadın yenileme çalışmaları ise 2014 Ekim ayında başlamış ve 29 Eylül 2015’te açılış yapılmıştır. Yenileme maliyeti yaklaşık 17 milyon euro civarındadır.
Kasım 2014’te Bay Piazzi, otelin yeni müdürü olarak atanmış ve tesise yeni bir kan getirmiştir. Ağustos 2015’te Hôtel Regina, Atout France ajansı tarafından olağanüstü kalitesi ve hizmeti nedeniyle beş yıldızla ödüllendirilmiştir.
Majestic Hotel
Majestic Hôtel-Spa, Paris’in 16. bölgesinde, rue La Pérouse’da bulunmaktadır. İlk Majestic Oteli, Baverez grubunun ikinci oteli olarak, 1908 yılında kapılarını açmıştır. 1936 yılında, Fransız hükümeti orijinal Majestic Oteli binasını Savaş Bakanlığı için kullanmak üzere satın aldı. Bu nedenle, otelin yeni bir yere ihtiyacı oldu.
Rue La Pérouse’daki sonradan alınan yeni bina, Şubat 2010’da Hôtel Majestic Villa adıyla açıldı. Ancak, daha sonra adı Majestic Hôtel-Spa olarak değiştirildi ve tesiste sunulan lüks olanakları ve hizmetleri eklendi.

Raphael otelde Veronique Valcke ile yaptığımız bu dostane röportaj için kendisine teşekkür ediyoruz.

Fransa’da Fotoğrafın Kültürel Kurumsallaşması: Kısa Bir Tarih

Fransa’da Fotoğrafın Kültürel Kurumsallaşması: Kısa Bir Tarih

 

Mehmet Ömür

 

Nadar

 

  • 1839 yılında François Arago’nun fotoğrafın icadını duyurmasıyla birlikte Fransız hükümeti fotoğrafın haklarını satın almış ve dünya kültürüne hediye etmiştir.
  • Ancak, fotoğrafın icadından sonra Fransız devleti aktif bir fotoğraf kültürü politikası izlememiş ve fotoğrafın gelişimi daha sonraki yıllara kalmıştır.
  • Fransa’da sanat ve kültür alanında devletin güçlü bir rolü olduğu bilinmesine rağmen, fotoğrafın tam anlamıyla kurumsallaşması Beşinci Cumhuriyet’in başlangıcında gerçekleşmiştir.
  • İlk kültür bakanı André Malraux, fotoğrafçılığa da ilgi duyan bir romancı, denemeci ve sanat teorisyeniydi. Malraux’un çalışmaları, fotoğrafın sanatsal bir ifade aracı olarak daha geniş kitlelere sunulmasını sağlamıştır.
  • Fotoğrafın Fransa’da kurumsallaşması zaman almış ve fotoğraf genellikle bir araç olarak değerlendirilmiştir.
  • Fotoğrafın sanat olup olmadığı konusu 19. yüzyılda tartışılmış ve bazı kişiler fotoğrafı bir endüstri ve sanatın hizmetçisi olarak görmüştür.
  • Fransız kültürel ve siyasi kurumlarının fotoğrafı tam olarak benimsemesi 1970’ler ve 1980’lerde gerçekleşmiştir.
  • Bu dönemde kütüphaneler, sanat müzeleri ve fotoğraf müzelerinde değişiklikler yaşanmış ve fotoğraf festivalleri, konferanslar ve sergiler düzenlenmeye başlamıştır.
  • Musée français de la photographie (Fransız Fotoğraf Müzesi) gibi özel girişimler fotoğrafın tarihine odaklanan müzeler kurmuştur.
  • 1970 yılında Arles’te düzenlenen Rencontres internationales de la photographie, fotoğrafçılığın önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve hala düzenlenen bir etkinliktir.
  • Paris’te Paris Photo adlı fotoğraf fuarı ve Maison européenne de la photographie (Avrupa Fotoğraf Evi) gibi kurumlar fotoğrafın tanınmasına katkıda bulunmuştur.
  • Fransız ulusal müzeleri, fotoğraf koleksiyonlarını oluşturma ve sergileme politikalarında değişim yaşamış ve New York Modern Sanat Müzesi gibi örneklerden etkilenmiştir.
  • Fransa Milli Kütüphanesi’nde fotoğraf koleksiyonu 1851’den itibaren oluşturulmaya başlanmış. Ünlü Fransız fotoğrafçılar Nadar ve Atget’nin çalışmaları da Fransız Milli Kütüphanesi’nin fotoğraf koleksiyonunda yer almaktadır.
  • 1925 yılından itibaren Fransa’da fotoğraflar için yasal bir depo gerekliliği getirilmiştir. Bu süreçte Fransız Milli Kütüphanesi’nin fotoğraf koleksiyonu önemli bağışlar ve önemli fotoğraf eserleriyle genişlemiş ve Fransa’da 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarındaki görüntülerin en önemli koleksiyonlarından birini oluşturmuşt
  • 1996 yılında Fransız Milli Kütüphanesi’nin yeni binası açılmış ve daha iyi bir altyapı ve geniş sergi alanları sunarak daha büyük ve düzenli fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapmıştır. Bu sergiler genellikle “Mois de la Photo” etkinlikleriyle birlikte düzenlenir ve kütüphanenin geniş fotoğraf koleksiyonundan faydalanılır.
  • Fransız hükümeti, fotoğrafın kültürel kurumsallaşması için 1970’ler ve 1980’lerde önemli adımlar atmıştır. 1975 yılında La Documentation française adlı resmi organ, fotoğrafın kültürel kurumsallaşması için dönüm noktası olarak kabul edilen bir tarih olarak belirtilmiştir.
  • Paris Belediyesi 1978 yılında Paris Audiovisuel’i kurmuş ve aynı dönemde Ulusal Fotoğraf Vakfı da kurulmuştur.
  • Kültür bakanı Jack Lang liderliğinde fotoğrafın kültürel kurumsallaşması için kararlı adımlar atılmıştır. Lang’ın döneminde ulusal kültür bütçesi artmış ve fotoğraf teşvik edilen bir alan haline gelmiştir.
  • 1982 yılında Kültür Bakanlığı’nın başlıca fotoğraf organizasyonu Centre national de la photographie (CNP) kurulmuş ve CNP’nin koleksiyonu ve misyonunu devralan Jeu de Paume, 2004 yılında ana ulusal fotoğraf müzesi olarak açılmıştır.
  • Jack Lang’ın girişimleriyle fotoğrafın Fransa’da kurumsal olarak tanınması ve teşvik edilmesi sağlanmıştır
  • Atget

  •