Languedoc diye bilinen Occitanie’nin Jeanne d’Arc’ı mı yoksa… Marselan Kraliçesi mi?

 

Languedoc Bölgesi’nde gerçekleştirdiğimiz IPG Pays d’Oc şarap tadım gezisinin ikinci durağı, Ribaute kasabasının büyüleyici manzaraları arasında yer alan Château Cicéron oldu. Bu özel yere ulaşırken geçtiğimiz yollar, bize adeta Cézanne’ın tablolarında geziniyormuşuz hissini yaşattı. Sonbaharın tüm ihtişamıyla sergilendiği, hafif ılık bir havanın masmavi gökyüzüyle buluştuğu o harika günde, doğanın bize yaptığı bu cömertlik, geziye unutulmaz bir hava kattı.

Château Cicéron’a vardığımızda, bağın tutkulu sahibi Claude Vialade tarafından karşılandık. Misafirperverliği ve derin bilgi birikimiyle, bizlere unutulmaz bir deneyim sundu. Vialade, şaraphaneyi bizzat gezdirerek, şarap yapımının ardındaki detayları ve bağın karakteristik özelliklerini tanıttı. Bağın içinde yaptığımız keyifli yürüyüşlerde, bölgenin eşsiz üzüm çeşitliliğini keşfettik ve özellikle yeni dikilen İspanyol Portekiz  kökenli  Verdejo asmasının hikâyesini dinledik. Claude Vialade, bu çeşitten bölgedeki ilk şarabı üretmeyi planladığını belirtti ve bu vizyonu bize bölgenin özgürlükçü şarapçılığına ne denli önem  verdiğini gösterdi.

Şarap tadımı, alışageldiğimiz beyazdan kırmızıya ya da gençten yaşlıya doğru ilerleyen alışılmış bir düzenden çok farklıydı. Claude Vialade, kendi şarapçılık felsefesine göre şaraplarını ailelere ayırmış ve her biri için özel bir hikâye oluşturmuştu. İlk olarak ekonomik şarap serilerini tanıttı; ardından gastronomik şaraplarını sundu ve en sonunda bizi tam anlamıyla şaşkınlığa düşüren “gri şarap” ile buluşturdu. %10 alkol oranına ve yumuşacık, düşük asit yapısına sahip bu şarap, tüm tabularımızı kırarak damaklarımızda unutulmaz bir tat bıraktı.

Tadım boyunca, Claude Vialade’ın 40 yıllık hayat hikâyesini dinledik. Fransız Devrimi’nin ardından ailesinin bu bölgeye göç ederek canlarını kurtarmasıyla başlayan ve şarapçılıkla taçlanan bu etkileyici başarı hikâyesi, adeta bir roman gibiydi. Onun tutkusu, azmi ve bağlılığı, yalnızca şaraplarına değil, aynı zamanda bu bölgenin ruhuna da yansıyordu.

Château Cicéron’da yaşadığımız bu eşsiz deneyim, bölgenin huzur dolu atmosferini ve derin tarihini bir kez daha anlamamıza olanak sağladı. Ölmeden önce görülmesi gereken yerler arasında baş köşeyi hak eden bu bölge, yeniden gelinmeyi fazlasıyla hak ediyor. Languedoc’un saklı cevheri Château Cicéron, yalnızca bir şaraphane değil, aynı zamanda hayatın lezzetle ve hikâyeyle buluştuğu bir yer.

Claude Vialade, Fransa’nın Languedoc-Roussillon bölgesinde, şarap dünyasında tanınmış bir isim. Şarap üretiminde organik ve biyodinamik yöntemlerinee öncülük eden Vialade, Château Cicéron şatosunun sahibi ve Les Domaines Auriol’un kurucusudur. Çocukluğunda babası Jean Vialade’ın yenilikçi bağcılık anlayışından ilham alan Claude, kariyerini çevre dostu ve sürdürülebilir şarap üretimine adamıştır. Babasının izinden giderek organik tarım ve çevresel sürdürülebilirliği işinin merkezine koymuş, bu yaklaşımıyla şarap sektöründe uluslararası bir figür haline gelmiştir.

Ribaute köyünde yer alan Château Cicéron, mutlaka gününün birinde gidin derim. Bölge tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkati çekiyor. Alaric Dağı’nın eteklerinde bulunan bu şato, yalnızca tarihi bir yapı değil, aynı zamanda modern şarapçılık anlayışının bir örneği. Şato çevresindeki 10 hektarlık bağ alanı, organik ve biyodinamik tarım yöntemleriyle işletilmektedir. Claude Vialade’ın liderliğinde, Château Cicéron’da su tasarruflu ve çevre dostu teknikler uygulanmaktadır. Bu yöntemler, doğanın döngüsüne uyum sağlayarak bağcılıkta sürdürülebilirliği ön planda tutmaktadır. Şato, yalnızca bir şarap üretim merkezi değil, aynı zamanda turistik bir destinasyon olarak bölgenin kültürel zenginliğini tanıtma misyonu üstlenmiştir. Misafirlerine şarap tadımları, bağ gezileri ve doğa yürüyüşleri gibi aktiviteler sunan Château Cicéron, Vialade’ın şarapçılığı bir yaşam tarzı haline getirme vizyonunun bir yansımasıdır.

Claude Vialade’ın şarapçılık kariyerindeki en büyük başarılarından biri, Les Domaines Auriol’u kurmasıdır. Bu şirket, çevre dostu üretim süreçleri ve organik şarap üretimiyle dünya çapında tanınmaktadır. Les Domaines Auriol, Languedoc bölgesinde 500 hektarlık bir bağ alanında faaliyet göstermektedir. Şirket, yıllık yaklaşık 3 milyon şişe şarap üretim kapasitesine sahiptir ve IFS, BRC, HACCP, AB by Ecocert, Demeter ve ISO 9001 gibi uluslararası sertifikalara sahiptir. Bu sertifikalar, Claude Vialade’ın kalite ve çevresel sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını göstermektedir. Les Domaines Auriol, yüksek kaliteli organik şarap üretimiyle bölgenin şarap mirasını uluslararası arenada temsil etmektedir. Claude’un liderliği altında şirket, hem geleneksel yöntemleri koruyarak hem de modern teknolojilerden faydalanarak şarap üretiminde bir denge kurmayı başarmıştır.

Claude Vialade’ın kariyerindeki en dikkat çekici yönlerden biri, organik ve biyodinamik bağcılık yöntemlerine olan bağlılığıdır. Organik bağcılık, pestisit ve kimyasal gübre kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlar. Biyodinamik bağcılık ise bu yaklaşıma ek olarak, toprağın ve bağların doğal döngüsüne uyum sağlamayı hedefler. Claude, Château Cicéron ve Les Domaines Auriol’da bu yöntemleri benimseyerek, doğaya zarar vermeden yüksek kaliteli şaraplar üretmeyi başarmıştır. Bu yaklaşımla, hem çevresel sürdürülebilirliği desteklemiş hem de şarap üretiminde yeni bir standart oluşturmuştur. Vialade’ın bu yöntemlere olan bağlılığı, sadece günümüzün değil, geleceğin bağcılık anlayışına da yön verecek gibi görünmektedir.

Claude Vialade’ın şarapçılığa katkıları yalnızca üretimle sınırlı değildir. O, şarap kültürünü ve turizmini bir araya getiren çalışmalarıyla da tanınır. Château Cicéron, şarap severlere Languedoc bölgesinin zengin kültürel mirasını ve doğal güzelliklerini tanıma fırsatı sunar. Şato, misafirlerine sadece şarap tadımı sunmakla kalmaz, aynı zamanda bağ gezileri ve doğayla iç içe deneyimler yaşama imkânı sağlar. Bu tür aktiviteler, Claude’un şarapçılığa duyduğu tutkunun ve bölgenin kültürel mirasını koruma isteğinin bir yansımasıdır. Ayrıca, bölgedeki diğer şarap üreticileriyle iş birliği yaparak, Languedoc’un uluslararası pazarda daha güçlü bir konuma gelmesine katkıda bulunmuştur.

Claude Vialade’ın başarıları, onun şarap dünyasında yalnızca bir girişimci değil, aynı zamanda bir lider ve çevre savunucusu olarak tanınmasını sağlamıştır. Babasından aldığı vizyonu modern bir anlayışla birleştirerek, çevreye duyarlı bir şarap üretim modeli oluşturmuştur. Château Cicéron ve Les Domaines Auriol’daki uygulamaları, şarap üretiminin geleceğine dair sürdürülebilir bir yol haritası sunmaktadır. Vialade’ın yenilikçi yaklaşımı, hem geleneksel yöntemleri koruyarak hem de modern teknolojileri benimseyerek, şarapçılıkta yeni standartlar belirlemiştir.

Claude Vialade için şarap üretimi sadece bir iş değil, bir sanat ve yaşam biçimidir.

Başlığa gelince ben Claude Vialade’ı yaptığı kahramanlıklar nedeniyle jeanne d’Arc’a benzetirken kendisi çevresindekilerin kendisini Marselan üzümünü çok iyi tanıyıp ondan birbirinden güzel şaraplar ürettiği için Marselan kraliçesi olarak adlandırdıklarını söylüyordu. Marsealn üzümünden yaptığı şarap gerçekten altın madalya hakediyordu ben de bu nedenle kararsız kalıp yukarıdaki başlığı koymaya karar verdim.