James Natchway ve Savaş Fotoğrafçılığı
James Nachtwey ve Savaş Fotoğrafçılığı
Sadece ölüler savaşın sonunu görür.. Platon
Plato dünyada savaşların hiç bitmeyeceğini daha milattan önce görmüştür.
Günümüzde ülkemizde en önemli savaş fotoğrafçısı Coşkun Aral ise dünyadaki en önemli savaş fotoğrafçısı James Nachtwey’dir. “Ben bu olaylara şahitlik ettim. Fotoğraflarım da kanıtlarıdır. Bu kaydettiklerim unutmasın ve tekrar etmesin” diyen Nachtwey’in retrospektif sergisi 29 Temmuz 20018’e kadar Paris’te MEP’de izlenebilecek.— Savaş fotoğrafçılığı konusunda yazdığım üçüncü yazı bu. Savaşı ve savaş fotoğrafçılığını sevdiğimden değil. Sadece savaş fotoğrafçılığının, savaşların vahşetini göstererek toplumların savaşa karşı duyarlılıklarını artırmayı arzu etmemden. 2010 yılındaki fotoğraf eğitimim sırasında Don McCullin ile başladı bu macera.https://mehmetomur.net/don-mccullin-ve-savas-fotografciligina-dair/Daha sonra da devam etti. Son zamanlarda ‘Bu konuyu unuttum mu?’ derken Maison Europeene de la Photographie’deki James Nachtwey’in retrospektif sergisini gezme fırsatını buldum. Hemen hemen her fotoğrafın karşısında çakılıp kaldım ve dakikalarca baktım. Çok etkileyici, insan içini sızlatan, uzun süre düşünmek zorunda bırakan görüntüler. İnsanoğlu bu gün hala bunlara maruz kalmak durumunda mı? diye düşündüren fotoğraflar. Tabii ardından Sait Faik’in ünlü sözü geldi aklıma: “Yazmasam çıldıracaktım”. James Nachtwey 1948 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde dünya gelmiştir. Massachusetts’te sanat tarihi ve siyaset bilimleri eğitimi alır. Fotoğrafla ilgilenmesindeki tek amaç savaş fotoğrafçısı olmak içindir. Önce Time dergisinde ardından Black Star’da görev yapar. 1985’e kadar Magnum’da daha sonra kendi kurduğu VII ajansta çalışır. Mesleğe önce serbest fotoğrafçı olarak başlayan, daha sonra dünyanın çeşitli sıcak noktalarından gönderdiği fotoğraflarla bana göre asrın ve belki de gelmiş geçmiş tüm savaş fotoğrafçıları arasında en önemli üç savaş fotoğrafçısı(diğerleri Robert Capa, Don McCullin) arasına giren Nachtwey halen New York’ta, uyuşturucu ve göçmenler gibi hassas konular üzerinde çalışıyor.Bu yazı ilginizi çeker de James Nachtwey hakkında daha çok bilgi almak isterseniz Christian Frei’nın 2001’de Oscar adayı ‘War Photographer’ filmini izleyebilirsiniz. Savaş karşıtı iseniz kesinlikle izlemelisiniz derim. https://www.imdb.com/title/tt0309061/Bu belgesel film, fotoğraf makinesi üzerine yerleştirdiği kamera aracılığı ile bize görsel olarak Nachtwey’in ne kadar büyük ve ne kadar cesur bir savaş fotoğrafçısı olduğunu göstermekte. Evlenmeyip kendini mesleğine adayan Nachtwey’in hayatı savaş alanlarında dert ve hasta insanların arasında geçmiş. Irak’ta el bombası ile yaralanmış, bir kez de kurşun sıyrığı yaşamış.11 Eylül, Sudan’daki çatışmalar, Tayland’daki siyasi gösteriler gibi en sıcak anlarda hep olay yerinde fotoğraf peşinde olmuş. Defalarca World Press ödülü, 2007’de de TED ödülünü kazanmış.“Savaş fotoğrafı neden çekilir? Tüm tarih boyunca var olmuş bir insan davranışını (savaşmak, ölmek, öldürmek) fotoğraf aracılığı ile ortadan kaldırmak mümkün müdür? Bu düşünce size komik gelebilir. Ama ben de işte tam da bu yüzden savaş fotoğrafçılığı ile uğraşıyorum” demiştir Nachtwey. “Bir kişi ölüm riskini göze alıp savaş alanlarında olup bitenleri fotoğrafları ile dünyaya duyuruyor ise barış için pazarlık yapıyor demektir” diyen de kendisidir. Çektiği fotoğraflar şehirlerimizi süsleyen saat ve moda reklamlarından çok farklıdır. Onlar kadar da ilgi çekmemektedir. Oysa her yıl dünyada savaşlarda yüz binlerce kişi yaşamını yitiriyor. İnsan “Niye” diye sormadan edemiyor. Oysa savaş kararını verenler bu fotoğraflarda hissettiğimiz; bacağı kopan insanın veya mermi saplanan insanın dayanılmaz acısını hissetse acaba savaş kararını verebilir mi?Salgado ile ilgili ‘Toprağın Tuzu’ adlı belgeseli fotoğraf dünyasına kazandıran ünlü yönetmen Wim Wenders, James Nachtwey ile ilgili olarak “İktidardakiler onun fotoğraflarını kendi amaçları için kullanamadılar” demiştir. Nacvhtwey’in fotoğrafçılığı Cap’nınkine yakındır. “Fotoğrafınız iyi değilse yeteri kadar yakın değilsiniz” sözünü kendisine düstur edinmiştir. Diğer meslektaşları uzun vokalli zoomlarla çalışırken kendisi en fazla 50 mm ile çalışmıştır. Bence başarısının temel nedeni budur. Hayatını tehlikeye atarak hep ateşin içinde olmuş ve görüntü yığılmasının önüne geçmiştir.Son yılların savaşlarının tarihi onun fotoğrafları üzerinden okunabilir. Bosna-Hersek Balkan savaşları, Çeçenistan, Güney Afrika, Endonezya, Ürdün, Salvador, Nicaragua, Afganistan, Lübnan, Vietnam, Uganda’dan gönderdiği kareler nefes kesicidir. Kardeşin kardeşi katlettiği, yüz binlerin palalarla birbirini öldürdüğü Ruanda vahşetini en iyi belgeleyen de Nachtwey’dir. Almanya’da duvarın yıkılması, açlıklar, uyuşturucu, Romanya’daki sefalet, savaş cerrahisi, savaş sonrası çekilen acılar, ruhsal ve bedensel hastalıklar (Vietnam savaşındaki portakal gazı olayları), göçmen sorunları hepsi James Nachtwey’in ilgi alanındadır. Midilli sahillerinde Irak ve Suriye göçmenlerinin felaketini de kendisi fotoğraflamıştır.Retrospektif sergisi 29 Temmuz 20018’e kadar Paris’te MEP’de izlenebilecek. Paris’e yolu düşenlere şiddetle öneriyoruz. Savaş fotoğrafçıları genelde savaşı çıkaranlar ve hükümetler tarafından sevilmezler çünkü gerçekleri gösterirler. Bazen savaş alanlarına sokulmazlar. Ancak cep telefonları çıkalı beri herkes savaş fotoğrafçılığı yapabilir duruma geldi. Arap ilkbaharı olaylarında tüm olaylar cep telefonlarından direkt olarak izlenebilmiştir. 2017’de dünyada 71 savaş fotoğrafçısı, 2018 yılından bugüne kadar 36 savaş fotoğrafçısı öldürüldü. Dileyelim fotoğraflar insanlardaki savaş karşıtı duyguları arttırsın ve dünyamız bu felaketlerden kurtulsun. Silahlara harcanan milyar dolarlar insan sağlığı ve mutluluğu için harcansın. İşte o zaman savaş alanlarında yaşamını kaybeden bu güzel fotoğrafçılar mezarlarında huzur içinde uyuyabilirler.
Önerdilen savaş fotoğrafçılığı ile ilgili filmlerWar photographer 2001 Christian FreiUnder Fire (Ateş altında) 1983 Roger Spottiswoode Salvador 1986 Oliver StoneHarrison Flowers 2000 Élie ChouraquiEyes of War – Triage 2009 (Büyük gizem) Denis Tanovic