Bambi’nin ışıklarından Işıklar Akademisine
Sinemayla ilk tanışmam 7 veya 8 yaşımda iken oldu sanıyorum. Tam emin değilim. Anne ve Babam Ulusta bir sinemaya götürmüşlerdi. Filmin adı Bambi idi, çok iyi hatırlıyorum. Bambi 1942 prodüksiyonu bir film ama ben 1957 vey 1958 de seyretmiş olmalıyım. O zamanlar filmler ülkemize yıllar sonra gelirlerdi. Ekranda Bambi görünüyordu ama ben sürekli başımı arkaya çevirip tozların içinden ekrana doğru gelen ışık huzmesine büyük bir şaşkınlıkla bakıyordum. Sinemadan çıktığımızda bana ¨Nasıl bulduğumu¨ sorduklarında; kırmızı söndü mavi yandı, mavi söndü sarı yandı diye cevap vermişim, anlatırlar hep. Demek ki ekrandaki görüntüden çok, ışıkların görüntüyü nasıl yarattığı ilgimi çekmiş. Işığı öyle keşfetmiş olmalıyım daha sonraları ışığın film kağıdı üzerinde bıraktığı izi fotoğrafı da keşfettim. Lise sıralarında aranlık odada kimyaların içinden görüntünün nasıl sihirli bir şekilde ortaya çıktığını gördüm. Üniversiteye başlayıp şebeke ile sinemaya 1 veya 2 liraya girmeye başladığımda günde 4 seans arka arkaya film izlediğimi hatırlarım. Ama konunun buralara geleceğini aklımın ucundan bile geçirmedim. Fransızca’da ışık Lumieres kelimesidir. Lumieres kardeşler ise sinemanın bulunmasında kilit rolü oynayan kardeşlerdir. Ben bu akşam Lumieres Akademisinin ödül törenindeydim. Amerikalıların Golden Globe’una karşılık gelen Fransızların Academie des Lumieres adlı kuruluşunun ödül töreninde 2024 yılında çıkmış fransız filmleri yabancı basın üyeleri tarafından değerlendirildi. ^0 kuruluş yılını da bu akşam kutlayan Academie des Lumieres’in kuruluş amacı küçük bütçeli bağısız sinema filmlerini büyük prodüksiyonların altında ezilmekten kurtarıp dünyaya tanıtmak. Bu kuruluşun ilk kez jüri üyesi olarak oyumu vermiş ve sonuçlarını görmeye gitmiştim. Yüz kadar üyesi var. Onların arasında yer aldığım için sevinçliyim. Bu akşam En iyi film En iyi yönetmen En iyi erkek oyuncu En iyi kadın oyuncu En iyi ümit vaadeden erkek oyuncu, En iyi ümit vaadeden kadın oyuncu En iyi senaryo En iyi görüntü En iyi dokümanter En iyi animasyon filmi En iyi müzik En iyi ortak yapım dallarında ödüller verdik. Chatelet’deki Forum des Images adlı sinema sanatına adanmış bir kuruluşun salonunda çok heyecanlı bir törenle ödüller sahiplerini buldu. 3 dalda ödül alan Emili Perez hakettiğini aldı diyebilirim. Yönetmeni Jacques Audiard yurt dışında olduğu içn video ile ödülünü kabul etti ve sinemanın rolüne dair güzel bir konuşma yaptı. Diğer dikkati çeken film Monte Cristo Kontu, Süleyman ve 20 Tanrı idi. İran ortak yapımı Kutsal İncirin tohumu en iyi ortak yapım ödülünü aldı. Cannes da da özel ödül alan bu muhteşem filmin yönetmeni sahnede farsça konuşarak çektiği zorlukları anlattı. Fransız desteği olmasaydı filmi bitiremeyeceğinden bahsederek Fransız sinema sektörüne teşekkür etti. Ardından Paris Belediye başkanı Hotel de Ville de bir kapanış resepsiyonu verdi. Kazananlar ve bizler bir arada Demoiselles şampanyaları eşliğinde geceyi tamamladık.