Sayed Haider Raza; Manzara ile manevi dünya arasında bir ressam..

1964 de yaptığı bu yağlı boya resminin adı ‘Kalp, 10 veya 20 değildir’. Ne kadar güzel, değil mi?

 

 

Sayed Haider Raza, eserleri dünya çapında galeri ve müzelerde sergilenen ünlü bir Hintli ressamdır. 22 Şubat 1922’de Hindistan, Madhya Pradesh, Babaria’da doğan Raza, sanat yolculuğuna erken yaşta başladı.

Raza, Sir J.J. Sanat Okulunda akademik resim eğitimi aldı. 1947’de Bombay’da İlerici Sanatçılar Grubu’nu (PAG) kurdu. Ardından 1950 de École nationale supérieure des Beaux-Arts’ta okumak için Paris’e geldi. Orada içindeki sanat ateşini fark etti ve avangard sanatçıların arasına katıldı.

Raza, kariyeri boyunca resimlerinde çeşitli temalara değindi. En önemli eserlerinde Hindistan manzaralarını betimleyen soyut yaklaşımlar sezilir. Resimlerinde canlı renkler ve geometrik şekiller, köklerine ve işinin manevi doğasına olan derin bağının bir kanıtıdır.

1962 yılında bir süre kalmaya gittiği Amerika da, Raza Amerikan Soyut Dışavurumculuğu ile tanışıp bu akıma ilgi duymuştur. Hans Hofmann, Sam Francis ve Mark Rothko gibi sanatçılarla dostluk kurmuştur.

2016 yılında Paris’teki Pompidou Çağdaş Sanat Merkezinde, “S.H. Raza: Bir Retrospektif” başlıklı bir sergi açtı. Sergide, Raza’nın 1940’lardan 2000’lere kadar 70’ten fazla resim ve heykelini izleyenlere sunuldu. Çalışmalarının çeşitliliği ve nüansları çok sayıda kültürlerarası dinamikle kesişiyor.

2023 deki yine Pompidou çağdaş sanat merkezinde yapılan bu son sergisi, her biri Raza’nın sanat kariyerindeki farklı aşamaları vurgulayan birkaç bölüme ayrıldı. İlk bölümde, Hint mitolojisinden ve kırsal alanda yetiştirilme tarzından büyük ölçüde etkilenen ilk çalışmaları var. İkinci bölümde, Raza’nın 1950’lerde farklı stil ve teknikler denediği çalışmaları var.

Üçüncü bölümde, Raza’nın Hint manzaralarından ve onun manevi yönünden ilham alan imzası niteliğindeki soyut resimleri var. Bu resimler, Hindistan’ın doğal çevresinin güzelliğini ve canlılığını çağrıştıran cesur, geometrik şekillere ve canlı renklere sahip.

Serginin son bölümünde Raza’nın daha minimalist bir yaklaşımla yaptığı son dönem işleri yer alıyor. Bu resimler, anlatıya veya sembolizme daha az vurgu yaparak renk ve biçim kullanımına odaklanan resimler.

Bu sergi Pompidou Merkezi’nin, Raza’nın sanatına yaptığı bir saygı duruşu olarak nitelendirilebilir. Renk ve şekillerdeki ustalığını ve kültürel ve manevi kökleriyle olan derin bağı bu sergide gayet güzel anlaşılıyor.

Raza’nın Ragamal denilen resimlerle ilgili şu sözlerine dikkat etmek gerekir. ‘Ragamalas, müziği şiirle ve şiiri resimle birleştirir. Raga ilkelerine göre melodi, günün bir anının veya bir mevsimin ruh hali bir resimde vücut bulur… Raga zihni belirli bir ruh haliyle renklendirir. Raga coşkudur!’ Duygusal ve duyarlı niteliklerle dolu resim, bir “zihnin manzarası” haline gelir.

2016 yılında kaybettiğimiz Raza’nın çalışmaları dünyanın dört bir yanındaki sanatseverlerin ilgisini ve beğenisini toplamaya devam ediyor.