Rüya, İlüzyon, Hipnogojia, Lüsid (uyanık) Rüya.. Bunların hepsi rüyadan mı ibaret? Yaşıyor muyuz? Rüyada mıyız?

Hintli genç kadın yönetmen Payal Kapadia’nın 2024 yılında Cannes film festivalinde Büyük Ödülü almasını sağlayan filmi ¨All we imagine the light¨adlı filmin ikinci yarısında olanlar beni bu yazıyı yazmaya yöneltti. Aslında bu yazıyı  filmin son kısmını anlamaya yönelik bir ön çalıuşma olarak da okuyabilirsiniz. İkinci yarıda neler olduğunu anlatarak spoiler vermeye niyetim yok ama siz sanki neler olduğunu veya olacağını anladınız. Birisi veya birileri bir şeyler görüyor. Ancak bu rüya mı? ilüzyon mu? hipnogojia mı? yoksa lüsid dream denilen bilinç

0li rüya durumu mu? İşte bunu anlamak için biraz bilgi aktarayım istiyorum. Bu yukarıda verdiğim fenomen veya durumlar bizim beynimizin bize oynadığı oyunlar olabilir, beynimizi rahatlatmak için gereksiz şeyleri çöpe atma faaliyeti olabilir veya beynimizin işleri kolaylaştırmak için kullandığı kestirmeler olabilir. Rüya ile başlayalım diğperleriyle devam edelim.

Rüya, bilinçaltının bir yansıması, zihnin uyku sırasında yaptığı yaratıcı bir dolaşma, bazen de geleceğe dair sezgisel bir algı olarak tanımlanabilir. Nörolojik açıdan bakıldığında, rüyalar uyku sırasında özellikle REM (Rapid Eye Movement) evresinde ortaya çıkan, görsel, işitsel, duygusal ve hatta bazen dokunsal deneyimler içeren bilişsel olaylardır.

Ancak, rüya kavramı yalnızca biyolojik bir süreçle açıklanamayacak kadar derin ve çok katmanlıdır. Tarih boyunca rüyalar, insanların bilinç ve bilinçaltı arasındaki köprüyü anlamaya çalıştığı, bazen mistik bazen psikolojik yaklaşımlarla yorumladığı büyüleyici bir olgu olmuştur.

Rüyaların Farklı Açılardan Yorumu

  1. Biyolojik ve Nörolojik Yaklaşım
    • Rüyalar, beynin bilgi işleme, anıları pekiştirme ve duyguları düzenleme süreçlerinin bir yan ürünü olarak görülür.
    • Freud‘a göre rüyalar, bastırılmış arzuların ve bilinçdışının sembolik ifadeleridir.
    • Jung ise rüyaların sadece bireysel bilinçaltından değil, kolektif bilinçdışından da beslendiğini savunmuştur.
    • Günümüzde bilim dünyası gece boyunca beynimizin gün içinde biriken lüzumsuz bilgileri çöpe süpürerek beynimizde yer açmaya çalışmasının belirtisi olarak görme eğilimindedir.
  2. Mitolojik ve Dini Yaklaşım
    • Eski uygarlıklar rüyaları tanrılardan gelen mesajlar veya kehanetler olarak görmüştür.
    • Antik Mısır’da rüya tapınakları vardı ve insanlar buraya gider  rüya görerek tanrılardan bilgiler  almayı beklerlerdi.
    • İslam ve bazı diğer dinlerde rüyalar  “sadık rüya” olarak kabul edilip ilahi bir anlam taşırdı.
  3. Psikolojik ve Analitik Bakış
    • Modern psikolojide rüyalar, bilinçaltındaki çatışmaları, korkuları, travmaları veya arzuları işleyen bir mekanizma olarak kabul edilir.
    • Gestalt terapisi, rüyaların her ögesinin aslında rüya sahibinin bir yansıması olduğunu savunur.
  4. Kuantum ve Ezoterik Yaklaşım
    • Bazı teorilere göre rüya sırasında insan bilinci, farklı gerçekliklere veya boyutlara erişebilir.
    • Lucid rüya (bilinçli rüya görme), kişinin rüyalarının farkında olup onları yönlendirebildiği özel bir bilinç hâlidir.

İllüzyon Nedir?

 

Bana göre filmde Payal kapadia’nın bize göstermek istediği rüyadan çok Praha’nın bir ilüzyon gördüğüdür.Bu şekilde içinde bulunduğu büyük ikilemden kurtulup özgürleşecek, sorununu çözüp rahatlayacaktır. Nitekin filmin sonunda bu gerçekleşir.

İllüzyon, gerçeği olduğundan farklı algılamamıza neden olan bir fenomen olarak tanımlanabilir. Algı ve gerçeklik arasındaki bu çarpıklık, görsel, işitsel, dokunsal ya da bilişsel seviyelerde ortaya çıkabilir. İnsan beyni, dış dünyayı anlamlandırırken bazen yanıltıcı yorumlamalar yapar ve bu da illüzyonların ortaya çıkmasına yol açar.

İllüzyonun Türleri

  1. Görsel İllüzyonlar (Optik Yanılsamalar)
    • Gözün ve beynin ışık, gölge, perspektif ya da renk değişimlerine verdiği yanıltıcı tepkiler sonucu oluşur.
    • Örnek: Ames Odası, Müller-Lyer İllüzyonu, Rubin’in Vazosu gibi ilüzyonlar psikolji dünyasını çok uzun zamandır çözümlediği ve kabul ettiği olgulardır.
  2. İşitsel İllüzyonlar
    • Beynin farklı frekansları ya da yankıları yanlış yorumlaması sonucu oluşur.
    • Örnek: Shepard Tonu (sonsuz yükselen ya da alçalan ses), McGurk Etkisi (görsel ve işitsel bilgilerin çelişmesi sonucu yanlış algı)
  3. Dokunsal İllüzyonlar
    • Deri ve sinir sisteminin algıladığı hislerin yanlış yorumlanmasıdır.
    • Örnek: Kayan Deri İllüzyonu (farklı hızlarla hareket eden dokunuşlar algının değişmesine neden olur)
  4. Bilişsel İllüzyonlar
    • Zihin, eksik ya da çelişkili bilgileri tamamlamak için yanılgılar üretir.
    • Örnek: Mandela Etkisi (bireylerin hatalı bir şekilde ortak bir olayı yanlış hatırlaması), Pareidolia(bulutlarda yüzler görmek)

İllüzyonun Beyindeki Mekanizması

İllüzyonların temelinde beynin bilgi işleme süreci yatmaktadır. Beyin, dış dünyadan gelen bilgileri yorumlarken bazen algısal kestirmeler (heuristics) kullanır. Bu kestirmeler, genellikle faydalı olsa da zaman zaman hatalara neden olabilir. Örneğin:

  • Gestalt İlkeleri: Beyin, eksik şekilleri tamamlar.
  • Hareket Algısı: Sabit görüntüler hareket ediyor gibi algılanabilir.
  • Renk ve Işık Adaptasyonu: Göz, renkleri çevresel faktörlere göre yeniden yorumlayabilir ( Mavi-siyah ve beyaz-altın rengi elbise örneği çarpıcı bir örnek olup aşağıda not olarak  konu daha geniş bir şekilde açıklandı*).

Sanatta ve Felsefede İllüzyon

  • Sanatta: Rönesans döneminde perspektif illüzyonu, trompe-l’œil (sanatta gözü kandırmaca tarzı olarak kullanılıyor) gibi tekniklerle sanatçılar gerçeğe çok yakın imgeler yaratmıştır.
  • Felsefede: Platon’un Mağara Alegorisi, dünyayı algılayışımızın bir illüzyon olabileceğini öne sürer. Descartes da “Duyularımız bizi aldatıyorsa, gerçekliği nasıl bilebiliriz?” sorusunu sormuştur.

Modern Dünyada İllüzyon

İllüzyonlar sadece sanat ve bilimle sınırlı değildir. Günümüzde:

  • Dijital Manipülasyon: Photoshop gibi araçlarla görseller değiştiriliyor.
  • Sanal Gerçeklik (VR): Beyin, sanal ortamları gerçek gibi algılayabiliyor.
  • Siyasi ve Sosyal Algı İllüzyonları: Medya ve propaganda, insanların gerçekliği farklı algılamasına neden olabiliyor.

Sonuç

İllüzyon, insan zihninin nasıl çalıştığını anlamamıza yardımcı olan büyüleyici bir olgudur. Hem doğanın hem de insanın yarattığı illüzyonlar, gerçeklik algımızın sabit olmadığını, aksine değişken ve biçimlendirilebilir olduğunu gösterir. Bu nedenle illüzyon, hem bir yanılgı hem de insan algısının sınırlarını keşfetmenin bir yolu olarak görülebilir. ¨ All we imagine the light¨filminin deniz kenarında geçen son kısmını bu bakış açısıyla izleyin. Sinemada yönetmen illaki  her rüyayı gösterirken önce kahramanı uykuya yatırıp sonra renkleri değiştirerek filmin o kısmını gerçek dışı göstermek zorunda değildir. Sinema bize dünyayı başka şekilde gösterir, yönetmenin keyfinin kahyası olmak durumunda değiliz, ayrıca o filmi sevmek zorunda hiç değiliz. Filmde Prabha hemşire olmasına karşın tehlike anında uzunca bir süre yerinde çakılı kaldı. Oysa herkesten önce olay yerine kouşup ilk yardımı yapması beklenirdi. O bekleyiş anında içindeki büyük sorunu canlandırmaya çalışıyordu. Sonra canlandırdı, hesaplaştı sonrada tekrardan öldürüp özgürlüğüne kavuştu.

Gelelim Uyku ile Uyanıklık Arası Durumlara: Hypnagogia ve Lucid Dream

Beynimiz uyku ile uyanıklık arasında bir geçiş yaşarken, bazen olağandışı ve sıra dışı bilinç halleri ortaya çıkar. Bu süreçte hipnagojik durumlar (hypnagogia) ve bilinçli rüya (lucid dreaming) gibi fenomenler gözlemlenebilir. Bu durumları detaylı inceleyelim:

1. Hypnagogia (Hipnagojik Hal)

Hypnagogia, uykuya dalış esnasında, yani uyanıklık ile uyku arasındaki geçiş döneminde yaşanan bir zihinsel durumdur. Beyin tamamen kapanmamış, ancak rüya benzeri imgeler üretmeye başlamıştır.

Özellikleri ve Belirtileri

  • Görsel ve İşitsel Halüsinasyonlar: Uykuya dalarken gözünüzün önünde parlak renkler, hareket eden desenler, soyut şekiller ya da net olmayan yüzler görebilirsiniz.
  • Düşme Hissi (Hypnic Jerk): Uykunun ilk aşamalarında aniden düşüyormuş gibi hissetmek ve irkilerek uyanmak.
  • Yarı Rüya (Microdreams): Tam olarak uyumadan, rüya benzeri sahneler görmek.
  • Paralizi (Uyku Felci): Kasların uykuya dalarken geçici olarak hareket edememesi. Genellikle uyanıklık ile birleştiğinde korkutucu olabilir.
  • Dış Uyaranlarla Rüya Entegrasyonu: Çevredeki sesleri, ışıkları ya da hisleri rüyaya dahil etme eğilimi.

Hipnagojik Halin Bilimsel Açıklaması

  • Beyin Dalga Değişimi: Uyanıklık sırasında beyin beta (14-30 Hz) ve alfa (8-13 Hz) dalgalarında çalışırken, uykuya geçiş sırasında teta dalgaları (4-7 Hz) baskın hale gelir. Bu dalga değişimi, sıradışı algılar ve rüya benzeri düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
  • Uyku Döngüsünün Başlangıcı: Bu dönem NREM 1 (Birinci uyku evresi) olarak bilinir ve genellikle 5-10 dakika sürer.
  • Kreatif Düşünceler: Salvador Dalí ve Nikola Tesla gibi sanatçılar ve bilim insanları, hipnagojik durumu yaratıcı ilham kaynağı olarak kullanmışlardır.

2. Lucid Dream (Bilinçli Rüya)

Lucid Dreaming, kişinin rüya gördüğünü fark ettiği ve rüyasının kontrolünü kısmen veya tamamen ele alabildiği bir rüya türüdür.

Özellikleri ve Deneyimlenen Durumlar

  • Rüya Görüldüğünün Bilincinde Olmak: Kişi rüya gördüğünü fark eder ve bilinçli şekilde hareket edebilir.
  • Rüyanın Yönlendirilmesi: Bazı insanlar, lüsid rüyalarında istedikleri ortamı, olayları veya fiziksel yeteneklerini değiştirebilirler.
  • Duyusal Canlılık: Rüya içinde renkler, tatlar ve hisler normalden daha yoğun algılanabilir.
  • Bilinç Seviyesinin Dalgalanması: Lüsid rüya içinde farkındalık zaman zaman azalabilir veya tamamen kaybolabilir.

Lucid Dream Nasıl Gerçekleşir?

  • REM Evresinde Ortaya Çıkar: Bilinçli rüyalar genellikle hızlı göz hareketleri (REM) evresinde yaşanır.
  • Prefrontal Korteksin Aktivitesi: Normal rüyalarda, mantıklı düşünme ve analizden sorumlu prefrontal korteks pasif hale gelir. Ancak lüsid rüya sırasında bu bölge aktifleşebilir.
  • Beyin Dalgaları: Beta ve gama dalgaları, REM sırasında prefrontal kortekste kısa süreli uyanıklık benzeri bir aktivite yaratabilir.

Lucid Dream Tetikleme Teknikleri

  • Reality Check (Gerçeklik Kontrolü): Gün içinde rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu test etmek (örneğin aynaya bakmak, ışıkları açıp kapamak).
  • MILD Tekniği (Mnemonic Induction of Lucid Dreams): Uyumadan önce kendine “Rüya göreceğim ve bunun farkına varacağım” şeklinde  telkin etmek.
  • WILD Tekniği (Wake Induced Lucid Dreaming): Doğrudan uyanıklık halinden rüya haline geçmeyi denemek.
  • Rüya Günlüğü Tutmak: Rüyalara dair farkındalığı artırarak lucid dreaming’i tetikleyebilir.

3. Hypnagogia ve Lucid Dream Arasındaki Farklar

Özellik Hypnagogia Lucid Dream
Ne Zaman Olur? Uykuya dalarken (NREM 1) REM evresinde (derin rüya aşaması)
Bilinç Durumu Yarı bilinçli, kontrolsüz imgeler Bilinçli, rüya farkındalığı mevcut
Hareket Edebilirlik Genellikle pasif gözlemler Aktif olarak kontrol edilebilir
Duyusal Canlılık Flu, geçici görüntüler Canlı ve net rüya ortamı
Süre Kısa (saniyeler/dakikalar) Uzun (birkaç dakika veya daha fazla)

Sonuç

Hypnagogia, beyin uykuya dalarken yaşanan bir geçiş dönemi olup, genellikle kontrol edilemez ve kısa süreli halüsinasyonlar içerir. Lucid Dream ise uyku sırasında rüya gördüğünü fark edip bilinçli bir şekilde yönlendirme yeteneğidir. Her ikisi de beynimizin algı ve bilinç süreçlerinin sınırlarını keşfetmek için oldukça ilginç fenomenlerdir.

Bu tür durumlar, yaratıcı düşünme, bilinç çalışmaları ve hatta bazı ruhsal uygulamalar için kullanılabilir. Tarihte birçok sanatçı ve bilim insanı, bu geçiş durumlarını yaratıcı süreçlerinde değerlendirmiştir.

Not*

  • “Mavi-Siyah mı, Beyaz-Altın mı?” Elbise Tartışması: Algının ve Işığın Oyunu

    2015 yılında sosyal medyada başlayan ve hızla viral hale gelen “mavi-siyah mı, beyaz-altın mı?” elbise tartışması, insan algısı üzerine yapılan en büyük tartışmalardan biri haline geldi. Her şey, İskoçya’da yaşayan bir kadının, bir düğüne gitmek üzere satın aldığı elbisenin fotoğrafını paylaşmasıyla başladı. Fotoğrafı görenler ikiye ayrıldı: Bazıları elbiseyi mavi ve siyah olarak görürken, diğerleri beyaz ve altın olarak algılıyordu.

    Bu durum, yalnızca bir görsel ilüzyon değil, aynı zamanda insan algısının, ışık koşullarının ve beynin renkleri nasıl işlediğinin çarpıcı bir örneğiydi.

    Bilimsel Açıklama: Neden Farklı Renklerde Görüyoruz?

    Bu fenomenin arkasında renk algısının beynimiz tarafından nasıl işlendiği yatıyor. İnsan gözü, retinadaki koni hücreleri sayesinde renkleri algılar. Ancak beynimiz, çevresel ışık koşullarına göre bu renkleri yorumlar. Bu noktada renk sabitliği adı verilen bir kavram devreye girer:

    1. Güneş ışığı altında renkleri farklı algılarız
      – Güneş ışığında beyaz objeler daha mavi görünebilir, gölgeler renkleri değiştirebilir.

    2. Yapay ışık altında renkler farklı görünür
      – Sarımsı ya da turuncu ışık altında nesneler olduğundan daha sıcak tonlarda algılanabilir.

    3. Beynin ışık telafisi yapma şekli kişiden kişiye değişir
      – Bazı insanlar fotoğraftaki elbisenin gölge altında olduğuna inanarak, beyinlerinde aşırı mavi tonu filtreleyerek beyaz-altın olarak görürler.
      – Diğerleri ise fotoğrafı doğrudan ışıklı bir ortamda algılayarak elbiseyi mavi-siyah olarak görür.

    Bu, bireylerin ışığa nasıl adapte olduklarına bağlı olarak değişen algısal farklılıklardan kaynaklanır.

    Elbisenin Gerçek Rengi Ne?

    Elbisenin gerçek rengi mavi ve siyah olarak belirlenmiştir. Üreticisi Roman Originals markası, ürünün resmi olarak “Royal Blue & Black” olduğunu açıkladı.

    Algı ve Gerçeklik Arasındaki Fark

    Bu tartışma, yalnızca bir sosyal medya fenomeni olmanın ötesinde, insan algısının nasıl çalıştığını gösteren ilginç bir örnek oldu. Beynimizin gerçekliği nasıl şekillendirdiğini, aynı fiziksel uyarıcının farklı bireylerde farklı algılar oluşturabileceğini gözler önüne serdi.

    Özetle, elbisenin tartışması, renk algısının subjektif doğasını ve çevresel faktörlerin algımızı nasıl etkilediğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.