Paris Photo 2023, 26. sürüm; Birinci bölüm
Paris Photo 2023, 26. sürüm; Birinci bölüm
Mehmet Ömür
Bu yıl Paris Photo fotoğraf fuarını iki aşamada yazmaya karar verdim. İlk aşamada fuarı gezmeden önce, ikinci aşamada ise fuarı gezdikten sonra yazacağım. İlk aşamada fuarla ilgili genel bilgileri vermeye çalışacağım, ikinci aşamada ise gezerken edindiğim izlenimleri paylaşacağım. Muhtemelen ikinci bölüm, daha fazla okuyucu bulacaktır. En azından ben böyle olmasını içtenlikle umuyorum.
Öncelikle fuarın yöneticisini tanıyalım: Florence Bourgeois, uzun süredir Paris Photo’nun direktörüdür ve etkinliğin 2023 yılındaki 9-12 Kasım tarihlerinde Grand Palais Ephémère’de düzenlenecek 26. yılındaki etkinliklerin önemini bizlere açıklamaktadır. Florence Bourgeois’a göre Paris Photo, sanatçılar, kurumlar, küratörler, koleksiyoncular, gazeteciler ve fotoğraf meraklıları için vazgeçilmez bir buluşma noktasıdır ve dünyanın dört bir yanından galerileri, yayıncıları ve fotoğraf severleri bir araya getirir.
Yine Paris Photo yöneticisine göre Paris Photo’nun birçok amacı vardır: Yaklaşık iki yüzyıllık bir fotoğraf tarihini seçkin bir bakış açısıyla sunarken, fotoğraf ekosisteminin aktörlerini bir araya getirir, fotoğraf ve sanat kitapları pazarını tanıtırken görsel medyanın evrimiyle ilgili yeni sorunlara yanıt verme amacındadır.
2023 yılındaki fuar, özgün küratöryel yaklaşımları ve dijital çağdaki fotoğrafa odaklanan yeni bir bölümle karşımıza çıkıyor. Bourgeois, sanatçıların dijital uygulamaları eserlerine dahil ettiği bu sektörü bu yıl fuarda yeni bir bölüm olarak ele aldıklarını ifade ediyor. Ayrıca Bourgeois, kadın sanatçıların görünürlüğünün önemini vurguluyor ve son 5 yılda katılımın %20’den %36’ya çıktığını belirtiyor.
Fuar, güncel ve önemli konuları ele alan konuşmalarla, kitap imza etkinlikleriyle, fotoğrafta yükselen değerlerin tanıtımıyla, Fransız fotoğrafının geldiği yere ışık tutmayla, işbirliği yapılan partnerlerin sergileriyle ve çevresel sorunları ele alan konuları inceleyerek dört günlük sürecin, geçmiş yıllarda olduğu gibi fotoğraf açısından çok verimli geçeceğini vurguluyor.
Sonuç olarak, yukarıdaki fuar yöneticisinin konuşmalarından anlaşılacağı üzere, Paris Photo, fotoğraf dünyası için önemli bir etkinlik olarak kabul edilmekte olup; fotoğraf sanatı, fotoğraf teknolojisi ve sanatsal çeşitliliği destekleme amacı taşımaktadır. 2023 yılının, ziyaretçiler için sürprizlere açık ve birçok yeni keşfin yapılabileceği dolu dolu bir deneyim sunacağı görünüyor.
Nina Roehrs’un komiserliği altında, fotoğraf sanatı ile yeni teknolojiler arasındaki ilişkiyi işleyen galeri ve platformları sunan yeni bir sektör oluşturuldu, adı ise dijital sektör oldu.
Bu fuar geçen yıl olduğu gibi Grand Palais Éphémère’de gerçekleşecek ve 191 galeri ve yayıncının yanı sıra Paris Photo Online Viewing Rooms adlı çevrimiçi bir platformu da içerecek.
Ana Sektör denilen oradaki bölge 21 ülkeden gelen 133 galeriyi bir araya getiriyor ve modern başyapıtlardan yeni çıkan sanatçılara kadar fotoğrafın tüm alanlarına geniş bir bakış sunuyor.
Yayıncılar Sektöründe fotoğraf kitapları üreten 35 uluslararası yayımcı var.
Curiosa her yıl yeni sanatçılar tanıtıyor ve bu yıl Anna Planas’ın küratörlüğü altında, fuara ilk kez katılan 17 sanatçıyı tanıtacak.
Elles x Paris Photo: Kültür Bakanlığı ile işbirliği içinde başlatılan bu proje, sanat ve kültür alanındaki önemli kadınları öne çıkarmayı amaçlıyor ve son 5 yılda fuarın kadın sanatçı sayısını %20’den %36’ya çıkardı.
Textuel tarafından basılan “Elles” adlı yayın, seçilmiş sanatçıların tanıklıklarını içeriyor ve küratörlere yeni bir platform sunuyor.
İkon fotoğraflardan çağdaş fotoğrafa, fotoğrafın her alanında çeşitli sergiler, fotoğrafın farklı yönlerini ele alıyor,.
Cnap ve ARCP gibi Kamu kurumları fotoğraf koleksiyonları ve bunları koruma konularını irdeliyor.
Estée Lauder güzellik ürünleri şirkei olarak, meme kanseri ile mücadeleyi destekliyor ve Pink Ribbon ödülünü sunuyor.
Fuarda sohbetler ve etkinlikler de var. Sohbetler, Sanatçı Konuşmaları, Paris Photo-Aperture Fotoğraf Kitabı Ödülleri ve 300 kadar sanatçının katılımı ile fuara neşe katıyor.
Paris Photo Haftası sırasında Paris’in zengin fotoğraf mirasını ve kültürel sahnesini vurgulamak için Pais’te çeşitli sergiler ve etkinlikler düzenleniyor. Bunların önemlilerine şöyle bir göz atalım isterseniz;
“Atget’in İzinde” Sceaux Malikanesi’nde, 10 Mart – 15 Aralık 2023 tarihleri arasında, Eugène Atget’in 1925-1927 yılları arasında çektiği fotoğrafları sergiliyor.
“Abbé Pierre: Yoksullukla Savaş” Citéco’da, 12 Mayıs – 5 Kasım 2023 tarihleri arasında, Abbé Pierre’in yaşamını ve eserini fotoğraflarla anlatıyor.
“Dünyanın Kenarından Bir Kat” Posta Müzesi’nde, 3 Haziran 2023 – 8 Nisan 2024 tarihleri arasında, ilginç bir fotoğraf sergisi
“Yayılma” Kanada Kültürel Merkezi’nde, 9 Haziran – 14 Kasım 2023 tarihleri arasında, Arktik bölgesine odaklanan etkileyici bir fotoğraf ve video çalışması sunuyor.
“Modanın Renkleri” Palais Galliera’da, 16 Haziran 2023 – 15 Mart 2024 tarihleri arasında, 1920’lerden ilginç fotoğraflar var.
“Rio-Buenos Aires 1909 Sergisi” Albert-Kahn Departman Müzesi’nde, 27 Haziran – 19 Kasım 2023 tarihleri arasında, 1909’da Arjantin ve Brezilya’ya bir yolculuğu keşfediyor.
“Gustave Eiffel’in Paris’i” Cité de l’architecture et du patrimoine’ta, 26 Temmuz 2023 – 9 Ocak 2024 tarihleri arasında, Gustave Eiffel’in Paris’ine adanmış eşsiz bir sergi sunuyor.
“Bedene Dair: Fotoğrafın Hikayeleri” Centre Pompidou’da, 6 Eylül 2023 – 25 Mart 2024 tarihleri arasında, iki yüzyıldan fazla bir süre boyunca fotoğrafın insan bedeni üzerindeki farklı bakış açılarını keşfediyor.
“Kraliyet Mezarlığındaki Kraliçeler: Ayakta Durun” Saint-Denis Bazilikası’nda, 15 Eylül – 31 Aralık 2023 tarihleri arasında, Kadınlar Evi’nin kahramanlarını fotoğraflarla öne çıkarıyor.
“Spor Hikayeleri” Lüksemburg Bahçesinde açık hava sergisi olarak sunulan fotoğraflarla, 16 Eylül 2023 – 14 Ocak 2024 tarihleri arasında sporcuların pratiğini gösteriyor.
“MEN UNTITLED” Henri Cartier-Bresson Vakfı’nda, 19 Eylül 2023 – 14 Ocak 2024 tarihleri arasında, erkeklik ideallerini sorgulayan bir fotoğraf sergisi var.
“Bisiklet Gezisi, ABD, 1939” Henri Cartier-Bresson Vakfı’nda, 19 Eylül 2023 – 14 Ocak 2024 tarihleri arasında, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir bisiklet yolculuğunu takip ediyor.
“Japonya’nın Geçici Portresi” Guimet Müzesi’nde, 20 Eylül 2023 – 15 Ocak 2024 tarihleri arasında, Japon kültürünün derinliklerine dalmanıza olanak tanıyan bir fotoğraf sergisini sunuyor.
“Felice Beato ve Japonya” ünlü İtalyan fotoğrafçı Felice Beato’nun 19. yüzyılda çektiği siyah beyaz fotoğrafları, Cernuschi Müzesi’nde, 26 Eylül – 17 Aralık 2023 tarihleri arasında görülebilir.
“Okyanus Gezegeni” Yann Arthus-Bertrand ve Brian Skerry tarafından çekilen fotoğraflarla, Bercy Village’ta, 7 Ekim 2023 – 6 Ocak 2024 tarihleri arasında, okyanusu vurguluyor.
“Güzelliği Yakalamak” Jeu de Paume’da, 10 Ekim 2023 – 28 Ocak 2024 tarihleri arasında, Julia Margaret Cameron’ın fotoğrafçılığına retrospektif bir bakış sunuyor.
“Ca” Jeu de Paume’da, 10 Ekim 2023 – 28 Ocak 2024 tarihleri arasında, İngiliz fotoğrafçı Victor Burgin’e adanmış büyük bir retrospektifi sunuyor.
“1930’ların Paris’i: Boris Lipnitzki’nin Gözünden” galeri Roger-Viollet’te, 12 Ekim 2023 – 20 Ocak 2024 tarihleri arasında, 1930’ların Paris’ini gösteriyor.
“Robert Doisneau: Direniş Ruhu” Ulusal Direniş Müzesi’nde, 15 Ekim 2023 – 28 Nisan 2024 tarihleri arasında, Robert Doisneau’nun yaşamının pek bilinmeyen bir dönemini sergiliyor.
“Paris Aydınlatılıyor” Paris Belediye Sarayı’nın tellerinde, 16 Ekim – 30 Kasım 2023 tarihleri arasında, Paris’in gece fotoğraflarını sergiliyor.
“Siyah & Beyaz” BnF François Mitterrand’da, 17 Ekim 2023 – 21 Ocak 2024 tarihleri arasında, Fransız Ulusal Kütüphane’nin fotoğraf koleksiyonundaki siyah beyaz en önemli eserleri sergiliyor.
“Kötülük Çiçekleri” Guerlain Evi’nde, 18 Ekim – 13 Kasım 2023 tarihleri arasında, Charles Baudelaire’in eserini ve çiçeklerin farklı sembollerini betimleyen bir sergi sunuyor.
“PHOSPHOR: Sanat & Moda” Maison Européenne de la Photographie’de, 18 Ekim 2023 – 11 Şubat 2024 tarihleri arasında, Viviane Sassen’in eserlerini sergiliyor.
“Genç Enerjiler” Quai de la Photo’da, 18 Ekim – 10 Aralık 2023 tarihleri arasında, genç Fransız ve Belçikalı sanatçıları ön plana çıkarıyor.
“PhotoSaintGermain” Saint-Germain-des-Prés bölgesinde, 2-25 Kasım 2023 tarihleri arasında, ücretsiz bir sanat etkinliği olarak yeniden ortaya çıkıyor.
“Photo Days 2023” Paris’te, 3 Kasım – 3 Aralık 2023 tarihleri arasında, farklı kurumlar ve galerilerde düzenlenen sergileri ve etkinlikleri içeriyor.
“Renkli Japonya, 19. Yüzyıl Fotoğrafları” Paris Dekoratif Sanatlar Müzesi, 8 Kasım – 31 Aralık 2023 tarihleri arasında, 19. yüzyıl Japonya’sını gösteriyor.
“Görüntüsüz Gerçekler” Studio Idan’da, 9-30 Kasım 2023 tarihleri arasında, efsanevi karakterleri değişik bir bakış açısıyla ele alan ilginç fotoğraflardan oluşan bir sergi olarak karşımıza çıkıyor.
Curiosa küratörü Anna Planas‘a sorular ve cevapları;
Bu yılki Paris Photo etkinliğinin başlıca odak noktaları nelerdir?
Bu yıl, etkinlik programı fotoğraf sanatının farklı pratiklere daha fazla yer veriyor. Paris Photo’da dijital sanat birkaç yıldır var, ancak teknik araçlardaki hızlı gelişme ve yeni bir sanat sahnesinin yükselişiyle karşı karşıyayız. Dijital çağda fotoğrafçılığa özel bir bölüm oluşturmak ve bir uzmanın küratörlüğünde sunmak önemliydi.
Paris Photo, dijital sanatın ve dijital çağdaki fotoğrafçılığın artan önemini nasıl ele alıyor?
Paris Photo, tarihsel galerilerin temelini oluşturan birçok dönemi kapsayan geniş bir fotoğraf geçmişine sahip ve fotoğrafı anlamaya büyük bir alan sağlıyor. Galerilerin sergilediği eserler arasında, Man Ray’den Grete Stern’e, Diane Arbus’tan Nan Goldin’e kadar fotoğrafçılığın büyük isimler var. Tom Wilkins’in (CHRISTIAN BERST) etkileyici polaroid arşivini veya Melissa Schuck’ın (MIYAKO YOSHINAGA ve GALERIE LA PATINOIRE ROYALE BACH) eserleri ile karşılaşmak hoş bit deneyim olacaktır diye düşünüyorum.
Çevrel sorunları bu yıl önemli bir rol oynuyor gibi görünüyor. Bu konuyu ele alan sanatçılar ve galeriler hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Bu yıl çevre sorunları, Julius Von Bismark gibi sanatçılarla ve galeri Alexander Levy tarafından ilk kez fuara getiriliyor. Ayrıca, sanatçı Hamish Fulton’ın Mira Madrid tarafından sunulan geri dönüş gibi dikkat çekici eserleri var. İtalyan peyzajının bazı klasiklerini tekrar görmek de keyifli, Guido Guidi, Luigi Ghirri, Franco Guerzoni gibi sanatçılar çeşitli projeleriyle tarihi bir yolculuk sunuyorlar.
Elles x Paris Photo adlı yolculuğun neyi temsil ettiğini açıklayabilir misiniz? Yıllar içinde nasıl gelişti?
Bu yil 5. yılını kutlayan Elles x Paris Fotoğraf bölümü, yaşanmış deneyimleri merkezine koymaktadır. Carrie Mae gibi önemli çağdaş sanatçıların kimlik sorununu ele aldığını görmekteyiz. . Weems, Zanele Muhol veya Frida Orupabo ve disiplinlerarası sanatçıların eserlerini izleme fırsatını da yakalıyoruz. New York galerisi Ryan Lee Gallery Martine Gutierrez’in ilginç sergisini bize sunuyor.
Avrupa’nın ilk fotoğraf fuarı olan Paris Photo’nun programının bir kısmını dijital sanata ayırmaya iten şey neydi?
Bu sorunun cevabını bu sene ilk kez yapılan Dijital bölümün küratörü Nina Roehrs‘den alıyoruz
Fotoğraf her zaman teknik gelişmelere ve dijitalleşmeye açık olmuştur. Bu bölüm aslında fotoğraf ortamının sınırlarını keşfetme isteğine dayanmaktadır.
Bugün, dijitalle günlük olarak yüzleşmemiz görsel etrafında dönüyor. GIF’ler, Instagram selfileri ve filtreler, algoritmalar, ekran görüntüleri ve drone görüntüleri her yerde görülüyor. Aktivizm, içerik denetleme, influenzırlar ağ bağlantılı dijital görüntüler ve yeni görsel formatların hatta yeni uygulamaların inanılmaz bir hızla ortaya çıkmasına neden oldu.
Hangi medya ve uygulamalar sunuluyor?
Sergiler, yapay zeka, algoritmalar, uygulamalar, artırılmış gerçeklik, blockchain, NFT’ler ve video oyunları gibi çok çeşitli medyalarla ilgili çağdaş kültür, dijitalleşme ve sanat arasındaki ilişkiler araştırılıyor ve aynı zamanda bazı uygulamaları eleştirel bir bakış açısıyla inceliyor.
Kodlama, kolaj, fotoğraf, heykel, vb.dijital araçlar artıyor. Bir süredir sanat ve sanatçılar içerik ve araçlarla ilgili sorularla karşı karşıya kalıyor. Dijital sektörde üreten fotoğrafçılığın yanı sıra yapay zekanın ürettiği çalışmaların da başlangıcını görüyoruz. Paris Photo, bu diyaloğu teşvik etmek için ideal bir ortam gibi görünüyor.
Bu yeni sektörün zorlukları nelerdir?
Sanat fuarları, ticari amaçlar güder. Çeşitli sanatsal tercihlere sahip çok sayıda katılımcıyı bir araya getirir. Dijital çağda fotoğraf dünyasını mümkün olduğunca eksiksiz ve tutarlı bir şekilde sunmak önem kazanmıştır. Yine bu evren, birçoğumuz için henüz yeni. Dikkatli seçimler ve sergileyicilerle ve sanatçılarla yakınlaşarak yapılan küratöryel işbirliği olmazsa bunun başarılması zordur.
Pek çok sanatçı, çalışmalarında dijitalleşme ve yeni medya teknolojileriyle aktif olarak ilgileniyor. Galerilerle çalışmadıkları için henüz Paris Photo gibi sanat fuarlarında eserlerini sergileyemiyorlar. Özellikle Blockchain teknolojisi, halihazırda mevcut piyasa yapılarına ve aracılarının rollerine pek kulak asmıyor.
Dijital teknoloji hem endişe ve güvensizlik kaynağı, hem de umut ve yaratıcı potansiyel anlamına gelmektedir. Bu ikilemde dijital teknolojinin gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Aslında yeni teknolojiler ve bunların sanatsal uygulamalara yapılıyor olması, medya çeşitliliğini ve yaratıcı olanakları önemli ölçüde genişletmeyi mümkün kıldı. Son yıllarda blockchain ve NFT’ler birçok sanatçıya sanat piyasasının yerleşik yapılarının dışında yaratıcı ve finansal fırsatlar sundu. Ancak burada telif hakkı yönetimiyle ilgili özellikle hassas bir soru ortaya çıkıyor. Sanatçılar, yeni teknolojilerde önemli bir rol oynuyorlar ve bu sayede dijitalleşmenin toplum üzerindeki etkilerini eleştirel bir şekilde anlamaya önemli katkılarda bulunuyorlar.
Ana Bölüm:
Victor Burgin’den (THOMAS ZANDER, Köln) Zanele Muholi’ye (YANCEY RICHARDSON, New York) kadar çağdaş fotoğrafçılığın en önemli sanatçılarını bir araya getiriyor, aynı zamanda Carrie Mae Weems (FRAENKEL, San Francisco), Senta Simond (WEBBER, Londra), Ming Smith (JENKINS JOHNSON, New York), Frida Orupabo (STEVENSON, Cape Town) ve Laia Abril (LES FILLES DU CALVAIRE, Paris) gibi bu yıl uluslararası kurumlarda büyük sergiler açmış isimler var. New York Modern Sanat Müzesi, Jeu de Paume, La Maison Européenne de la photographie, Photo Elysée, Fotomuseum Winterthur ve Co Berlin bunların başında geliyor. Sunulan eserler aynı zamanda fotoğrafın tarihini şekillendiren büyük isimleri tanımamızı sağlıyor. HOWARD GREENBERG (New York), Brassaï’den Diane Arbus’a, Saul Leiter’e veya Edward Burtynsky’ye kadar 20. ve 21. yüzyılın en büyük fotoğrafçılarının bir seçkisini sergiliyor. THOMAS ZANDER (Köln), Mitch Epstein, Helen Lewitt, Anthony Hernandez ve Todd Papageorge’un baskılarını sunuyor ve LES DOUCHES (Paris), Robert Frank, Berenice Abott veya Frank Horvat gibi isimleri içeren bir seçki sunuyor. Paris Photo bu yıl, ana bölge olarak adlandırılan geçici müzenin esas orta gövdesinde 26 solo ve duo sergi sunuyor; bu, bir sanatçının çalışmasına iyice incelemek veya iki fotoğraf serisi arasında kurulan zengin diyaloğu keşfetmek için güzel bir fırsat. 26. yılında bu Ana Bölge’de 20 solo sergi varr. Bu yılın solo sergileri arasında, Deutsche Börse Photography Foundation Prize ödülünü kazanan Samuel Fosso’nun yeni eserleri CHRISTOPHE PERSON (Paris) tarafından sunuluyor. THE PHOTOGRAPHERS GALLERY (Londra), Vasantha Yogananthan ve yeni çalışması Mystery Street’i sunuyor. RX (Paris), sanatçı Pascal Convert’in 17 metre uzunluğundaki Bâmiyân eseriyle zaman ve tarih boyunca görsel bir yolculuğa çıkarıyor.
Altı duo sergi arasında, Melissa Shook’un 1970’li yıllarda hazırladığı fotoğraf günlüğünde (Daily Self-Portraits) ve Ken Ohara’nın 365/Diary’si LA PATINOIRE ROYALE VALERIE BACH (Brüksel) ve MIYAKO YOSHINAGA (New York) galerileri tarafından sunuluyor. KUCKEI + KUCKEI (Berlin) galerisi, Alman sanatçı Barbara Probst ile Güney Afrikalı sanatçı Guy Tillim arasında bir karşılaştırmayı karşımıza getiriyor.
Grup sergileri arasında, JEAN-KENTA GAUTHIER (Paris) ve tarihi fotoğraf galerisi HANS P. KRAUS JR. (New York), Is the Future in the Past adlı eserle iki bitişik stantta bir diyalog sunuyor; bu diyalog XIX ve XX. yüzyılın başlarındaki fotoğraflar ile çağdaş eserler arasında geçiyor. SILK ROAD (Tahran), İran’ı İranlı kadınların objektifinden görmemizi sağlıyor. MONTRASIO ARTE (Milan), Luigi Ghirri’nin merkezi figürü etrafında Giangavino Pazzola’nın küratörlüğünde eserler sunuyor ve bu, farklı kuşaklardan sanatçılar arasında bir sohbet havasında gerçekleşiyor. KICKEN (Berlin), iki savaş arası dönemin modernizmine odaklanırken çağdaş kadın sanatçılarla bir karşılaştırma yapıyor. BRUCE SILVERSTEIN (New York), Man Ray ve Bill Cunningham’dan Dakota Mace ve Sarah Sense’e kadar ikonik ustalar ve öncüleri tanıtıyor. İki Madrid galerisi olan 1MIRA MADRID ve ALBARRAN BOURDAIS, fuara ilk kez katılıyor, ikinci galeri yani ALBARRAN BOURDAIS ünlü sanatçı Alberto Garcia Alix’in yeni eserlerini tanıtıyor.
Fuar tarihi yaklaşıyor heyecan artıyor