Fırtınadan Önce
Fırtınadan Önce
Mehmet Ömür
Bourse de Commerce’deki “Fırtınadan Önce” sergisinin küratörü Emma Lavigne, Pinault koleksiyonunun bir bölümünü, yirmi sanatçının iklim değişikliğini konu eden eserlerini inceleyerek bir sergi oluşturmuş. Dünyayı bekleyen çevre faktörlerine bağlı hava kirliliği ve küresel ısınma sonrası büyük yıkıntıdan önce bizleri karanlıktan aydınlığa çıkmaya çağırmak için 8 Şubat – 11 Eylül 2023 tarihleri arasında 2 rue de Viarmes 75001 Paris adresinde gezilebilecek.
Sergi, Borsa’nın yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki kubbesini saran devasa bir resmin altında gerçekleşiyor. Bu panorama, 1889 Dünya Fuarı’nda Fransız Üçüncü Cumhuriyet’inin idealize edilmiş ticaret vizyonunu yansıtmayı amaçlıyor, ancak bu dekor artık aynı beklentileri paylaşmıyor. Sanatçıların mesajları, tavanın iddialı görsellerinden uzaklaşarak doğanın tamiri ile hayal gücünün el ele gitmesini sağlamak yönünde.
Pinault koleksiyonundaki eserler, çoğunlukla küreselleşmenin getirdiği zorluklar ve doğanın tahribatı gibi konuları ele alıyor. Ana mekanda, meşe gövdeleri ve Nasturtium çiçekleri gibi doğal unsurlar kullanılmıştır. Sergideki yaklaşık 20 kadar eser temaya uygun olarak seçilmiş ve hayli etkileyici işler. Özellikle, Tacita Dean’in “Dış Politika” ve Diana Thater’ın “White is the Color” adlı eserleri, küresel ısınmanın yol açtığı yangınların yıkıcı etkilerini göstermektedir.
Bu sergide, farklı disiplinlerden ve dünyanın dört bir yanından gelen Pinault koleksiyonuna yeni katılan bazı sanatçılar ve eserleri ile bazı sanatçıların daha önce sergilenen eserlerini yeniden yorumladıkları eserleri yer almıştır.
Serginin küratörü, sergiyi “bir kasırganın gözü” olarak tanımlıyor. Sergi, müzenin farklı alanlarında ziyaretçileri şaşırtan ve etkileyen enstalasyonlarla dolu. Bazı eserler, mekanın mimarisine uyum sağlarken, bazıları ise mekanla çatışarak yeni bir gerçeklik yaratıyor. Ziyaretçileri doğanın güzelliğini ve kırılganlığını fark etmeye ve insanın doğaya karşı sorumluluğunu hatırlamaya davet ediyor. Serginin başlığı, hem mevsimsel hem de metaforik bir anlam taşıyor. Sergi bize Fırtınadan Önce’nin “bir uyarı, bir çağrı, bir umut” olduğunu söylüyor.
Sergide yer alan sanatçılardan bazıları şunlar:
Hicham Berrada: Fiziksel ve kimyasal süreçleri kullanarak doğal fenomenleri taklit eden video enstalasyonlarıyla tanınan Faslı sanatçı. Sergideki eseri Présage (2018), müzenin girişinde yer alıyor ve ziyaretçileri büyüleyici bir manzara ile karşılıyor.
Danh Vo: Kültürel kimlik, tarih ve miras gibi kavramlarla ilgilenen Vietnamlı asıllı Danimarkalı sanatçı. Sergideki eseri Untitled (2015), müzenin merkezindeki Rotonde’da yer alıyor ve devasa bir altın yapraklı heykel olarak dikkat çekiyor.
Tacita Dean: Zaman, bellek ve anlatı gibi temalarla uğraşan İngiliz sanatçı. Sergideki eseri Antigone (2018), müzenin ikinci katındaki Galeri 2’de sergileniyor ve ziyaretçilere iki perdede gösterilen 35 mm film olarak sunuluyor.
Dineo Seshee Bopape: Güney Afrikalı sanatçı; toprak, su ve bitkiler gibi doğal malzemelerle çalışarak duyusal ve sembolik enstalasyonlar yaratıyor. Sergideki eseri Sedibeng (2016), müzenin üçüncü katındaki Galeri 3’te yer alıyor ve ziyaretçileri suyun akışına katılmaya davet ediyor.
Sergide beni en çok etkileyen eser İnsan Maskesi adlı video oldu. Mükemmel surround ses ile zifiri karanlık bir odada tam ekran olarak görmek başka bir şeydi. İnternette geniş çapta yayılan bu video Tsunami sonrası gerçek bir olaydan esinlenmiştir. https://www.are.na/block/11981625
Nô tiyatrosundan gönderme yapan ve Pierre Huyghe tarafından yeniden tasarlanmış bir eserdir. Beyaz maske takan genç kız kılığına girmiş bir maymun baş roldedir, olay ışık-gölge tarzı ve yan ışıkla ışıklandırılmış bir restoranda geçer. İnsan Maskesi adlı eser 19 dakikalık video enstalasyondur ve Japonya’da bir restoranda hizmet vermek üzere eğitilmiş maymunu göstermektedir, Burada sanatçı tarafından kendi tarzında işlenen filmde derin bir insanlık hissediliyor ve hayvan ile insan arasındaki uçurumu azaltıyor.
Pierre Huyghe, 1990’ların başından beri gerçeklik ve kurgu üretimi arasındaki sınırları araştıran bir sanatçı. Huyghe, performanslar, filmler, nesneler, fotoğraflar ve çizimler gibi farklı formlar üzerinde çalışıyor.
Bilim, bilimkurgu, edebiyat, felsefe, arkeoloji, sinema, müzik, mimarlık, işle boş zaman arasındaki ilişkiyi, çağdaş topluma özgü pek çok kültürel, popüler veya akademik temayı ele alıyor. Genellikle diğer sanatçılarla, müzisyenler, mimarlar veya bilim adamlarıyla işbirlikleri yapmaya özen göstermektedir.
Emanuele Coccia’nın “Dünyadaki en kötü şey pis hava. Bu sergide toplanan eserler de buna tanıklık etmek istiyor. Sonuçta; fırtınadan önce mi, sonra mı olduğumuzu gerçekten bilmiyoruz, çünkü tüm dünya bir fırtınaya dönüştü. Ve fırtına hayatın şarkısından başka bir şey değildir.” sözleri serginin adeta bir özeti gibi durmaktadır. Ve Pinault Koleksiyonu’dan oluşturulmuş bu “Fırtınadan Önce” sergisi, çağdaş sanatın sınırlarını zorlayan, ziyaretçileri düşündüren ve yeni sezonda kaçırılmaması gereken bir sergidir bence.