Eskilerden 3 -Tıpda En Önemli 10 Buluş ve Gelecek
Tıpda En Önemli 10 Buluş ve Gelecek
Yaşamlarını insan sağlığına adamış Amerikalı 2 doktorun yazdığı Tıbbın en büyük 10
buluşu adlı kitaptan yola çıkarak önümüzdeki yüzyılda bu on buluşu geçebilecek kadar
önemli bir araştırma olacak mı diye düşündük. İnternette biraz gezip sağlıkla ilgili dergilere
göz attık. Gen mühendisliği iyiye kullanıldığında, önemli buluşlar ortaya çıkabilir izlenimi
uyandı. Önce California’dan Friedman ve Standford tan Friedland’a göre tıpta en önemli
on buluş neymiş onlara bir göz atalım isterseniz …
Sonrada önümüzdeki yüzyılda bizi bekliyen yeniliklere bakarız. Yazarlar nelerin en önemli
on buluş olduğuna, yaptıkları bir ankete göre karar vermişler. En önemli buluş olarak
fizyolojinin babası olarak nitelendirdikleri William Harvey inkan dolaşımı buluşunu kabul
ediyorlar. Kronolojik olarak bakıldığında ilk önemli buluş Andre Vesalius un anatomi
çalışmaları. Vesaliusun kısaca Fabrica Tıpda En Önemli 10 Buluş ve Gelecek olarak bilinen De humanis corporis fabrica adlı büyük kitabında yayımladığı bilgiler asırlardır uykuda olan tıp dünyasını uyandırmaya
yetiyor.
Diğer buluşlar arasında Antoine Van Leeuwenhoek in bakterileri buluşu var. Tabii ki Robert
Koch ve Louis Pasteur ün bu buluşa katkılarından söz etmeden geçmek olası değil. Aynı
Alexander Fleming in antibiotiği buluşuna, Howard Florey ve Ernst Chain in katkıları gibi.
Bilim en güzel taraflarından biri de bu olsa gerek; yardımlaşma ve yararlanma. İnsülin ve
kortizonun bulunması Nobel ödülü ile ödüllendirilmesine karşın en önemli on buluş arasına
girememiş. Çünkü, örneğin anestezinin bulunması kadar geniş etki yaratmamışlar tıp
dünyasında. Oysa Crawford Long un anesteziyi buluşu tamamen raslantı sonucu olmuş.
Bir eter partisinin ertesi sabahı kırılmış bardakların sağını solunu kestiğini ama hiç acı
duymadığını farketmiş. Edward Jenner in aşıyı, James Watson ve Francis Crickin DNA
yı, Wilhelm Röntgenin röntgeni, Ross Harrisonun doku kültürünü ve Nicolai Anichlov un
kolesterolü bulmaları da tıpta en önemli on buluş arasında sayılmış. Buluşların ortak
yönleri Bu buluşların ortak yönlerine baktığımızda anestezi dışında antibiyotik, bakteriler
ve röntgen tesadüfen bulunmuş. Ancak bu rastlantıların hiçbiri tamamen rastlantı değil.
Leeuwenhoek günlerce gecelerce gözünü kırpmadan mikroskobunun başında durmasaydı
bakterilerin çoğaldığını farkedebilirmiydi acaba? Yine Pasteurün ünlü sözüne geliyoruz
Şans ancak yetişmiş kafalara yardım eder". Buluşların sosyal taraflarına baktığımızda
yarısı demokratik ortamlardan çıkarken diğer yarısı krallıklarda olmuş.
En önemli on buluş arasında 4 İngiliz ve 1 Rus buluşu varken Amerika Birleşik
Devletlerinde ve Hollanda da 2, Almanyada da 1 buluş yapılmış. Buluşları yapanların
hiçbirinin sponsoru olmamış. Leeuwenhoek, Jenner ve Long buluşlarını akademik
ortamların dışında yapmışlar. Hiçbiri dahi değil! Buluşları yapanların karakterlerini
incelendiğimizde hiçbirinin dahi olmadığı görülüyor. Yani Beethoven in 5. Senfonisi gibi
veya Leonardo da Vinci nin La Jaconde u gibi entelektüel yapıdaki bir kişiye bir ilham
sonrası mucize tarzında gelmiyor. Buluşları yapanlar da entelektüel yapıda insanlar ama
izledikleri düşünce yolu tamamen normal bir yol. Ortak özellikleri arasında korkunç bir
merak, çok iyi bir metod anlayışı ve araştırma tutkusunu görüyoruz. Yukarda bahsettiğimiz
dünya tıbbının akışını değiştiren buluşlarını yaptıktan hemen sonra başka konularla
ilgilenmeye başlıyorlar. Eşleri ve çocuklarıyla pek ilgilenmiyorlar. Hepsi yaşamlarında
emeklerinin karşılığını alıyorlar (Nobel vs). Ama hiçbirinin aradığı şan şöhret para değil.
Hepsi genç. Yaş ortalamaları 32. Sadece Röntgen 50 yaşın üstünde. 3 tanesi 30 yaşın
altında. Jenner ve Long un neşeli ve uyumlu kişilikleri dışında hepsi sert ve birlikte
seyahat edilemiyecek kadar egoist.
Bu şekilde bu güne kadar tıp alanında yapılmış en önemli buluşların özetini yaptıktan
sonra gelelim önümüzdeki yüzyılda bizi bekleyen yeniliklere. Sağlığımızı ilgilendiren hangi
konularda ne gibi araştırmalar yapılıyor, acaba bunlardan herhangi birinin yukardaki
önemli buluşlar gibi tıbbın akışını değiştirmeye gücü olabilecek mi ? Son yıllarda yapılan
sağlığımızı doğrudan ilgilendirebilecek araştırmaların önemli bir kısmı gen mühendisliği
tarafından yapılıyor. Örneğin hücre içine genler sokularak hemofilide olduğu gibi bozuk
genler düzeltilmeye çalışılıyor. Muz, domates veya patates içine gen enjekte edilerek bu
meyve ve sebzelere mikroplara karşı koruyucu proteinler ürettirilmeye çalışılıyor. Bakalım
çocuk reçetelerine muz yazıldığını görebilecekmiyiz? Yine genetik manipülasyonlarla bazı
sinekler tifoya karşı, bazı tahta kuruları ise Chagas hastalığına karşı immün sistemi
kuvvetlendirebiliyorlar. Koyuna verilen bir gen sütünden albümin elde edilmesini
sağlıyabiliyor. Transgen hayvan denilen bu koyunlar sayesinde yanık hastalarının tedavisi
kolaylaşabilecek.
Gen mühendisliğinin yardımıyla. Bu koyunları klonlayarak mucize süt veren bir sürüye
sahip olmak da söz konusu olabilecek yakın gelecekte. Domuzlarda insan vucudunun
reddetmiyeceği organların üretilmesi projesi rüya gibi gelse de üzerinde çalışılan
konulardan. İleri teknolojiler insan sağlığı için çok önemli tanı ve tedavi araçlarının
gelişmesini sağlamaya devam edecek önümüzdeki yüzyılda. Bilgisayar teknolojisi sanal
endoskopiye şu anda bile olanak sağlıyor. Hekim bir aracın içindeymişcesine insanın hava
borusunda veya bağırsaklarında dolaşıp tanı koyabiliyor. DNA mikroçipleri yardımıyla
genetik araştırmalar 1000 kat daha hızlı yapılabilecek. Bu sayede anomaliler ortaya daha
kolay çıkabilecek, kanser genlerinin nasıl çalıştığı anlaşılacak. Genetik testlerle kişinin
kansere, kalb-damar hastalığına veya diabete yatkınlığı saptanabilecek. Bu durum
hastalığa karşı önlem ve erken tedavi şansını getirirken, psikolojik sıkıntıları ve sigorta
şirketleri ve işverenlerin kişilere bakışlarındaki önyargıyı da beraberinde getirecek. Bir saç
telinden veya vücuttaki bir kıldan zehirlendiğimiz, vitamin yetmezliğimiz veya kansere
yakalanmış olduğumuz anlaşılabilecek önümüzdeki yüzyılda.
Tedavide de yenilikler bizi bekliyor.
İlaçların veriliş şekilleri kolaylaşıyor ve vücuttaki seyirleri takip edilebiliyor. Buruna
yapıştırılan zamk gibi bir madde, damar içinde dolaşan binlerce bölmesi olan ve dışardan
kumanda ile istenilen ilacın, istenilen bölgeye bırakılmasını sağlayan mikroçipler
neredeyse piyasaya sürülme aşamasında. Elektronik ticaretten sonra elektronik ilaçlarda
hayatımıza girmek üzere. Prototip Bostonda yapıldı bile. Halen menapoz ve bazı kalp
hastalıklarında kullanılan yapıştırma bantları hafif bir akım eklenerek daha etkili duruma
getirilecek. Daha değişik maddelerin daha fazla dozlarda deriden verilmesi böylece
mümkün olacak. Farmakogenomik bilim dalı yardımıyla hangi ilaçları tolere
edemiyeceğimiz veya hangi ilaçların bizde etkisiz kalacağı önceden bilinecek. Bize verilen
ilaçlar buna göre düzenlenecek veya yeni ilaçlar geliştirilecek. Alzeimer gibi dejeneratif
hastalıkların tedavisinde doku bankaları kullanılacak. Teknik açıdan büyük güçlükler ve
etik kaygılar olmasına karşın insan embrio hücre kültürleri bu konuda büyük ümitler
veriyor.
Tütünden insan hemoglobülini üretilip bitkisel kan emrimize girecek. İnsan elinden daha
hassas hareket eden uzaktan kumandalı robot cerrahi aletlerle çok daha başarılı
ameliyatlar gerçekleştirilmeye başlandı bile. Hem de cerrah Antalyada hasta Zonguldakta
olduğu halde. Bütün bunlar hayal mi yoksa önümüzdeki yüzyılda tıptaki en önemli
buluşlardan biri olmaya aday projelerden biri mi bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecek.
Dileriz önümüzdeki yüzyılda insan tarihindeki en önemli buluşlar gerçekleşir. İnsanlar daha
sağlıklı ve mutlu yaşarlar ve huzur içinde ölürler. Çünkü hiçbir buluşun insanı
ölümsüzleştirmeyeceğini biliyoruz. Aynı filozofun dediği gibi " mors certa hora incerta", yani
ölüm kesin saati belirsizdir.
(*) Friedman M., Friedland G.W.; Medecin’s 10 Greatest Discoveries. Yale University,
1998.