Barbara Navi ve Mise en Abime
27 Mart 2019 ve 7 Nisan 2019 tarihleri arasında 24 Baubourg Galerisinde en son resim sergisini açan resimle rüya arasında eserler üreten Barbara Navi ile küçük bir röportaj yaptık.
I. Eğitimim ve resimdeki başlangıçlarım
Pek inanmadan Boulle School imtihanına girdim
ve kazandım. Güzel Sanatlar akademisine gitmeyi tercih ederdim.
Sonra resim yapmaya devam ederken felsefe okudum. Zaten evliydim. Kocam resim yapma konusunda beni destekledi. Beni ressam olarak profesyonel bir kariyere başlamam için teşvik etti.
Sanatsal bir kariyere sahip olmak kolay değil. Bunu pek düşünmüyoruz
Kendimize izin vermiyoruz. Bir bakış, bir dürtü
Bir bakış bir kıvılcım bazen “adım atmak” için yardımcı olan şeydir.
Ancak felsefe eğitimimin çalışmalarımda bana çok yararlı olduğunu kabul etmeliyim.
Ben her zaman maketlerin dünyasını sevdim. Mekanların, planların, tam düzelemlerin düşünülmesi eğlencelidir ayrıca boş alanlar resmimde bana çok hizmet ediyor.
1998’den beri profesyonel bir ressam oldum. Daha sonra 2006-2007 yılları arasında ressam olarak yaşamayı başardım.
Kentsel manzaralar yaptım. Her ikisinde de hiperrealizmden ilham aldım
Amerikalı ve Hopper’ın tablolarından ilham aldım.O sıralarda nu çok işime yaradı. Ancak daha daha sonra kentsel motif artık beni tatmin etmedi. Daha kişisel şeyler ifade etmeli, kendi vizyonumu geliştirmeliydim.
II. Çalışma biçimim ve süreçlerim
Şimdi ben türdeş manzaralarla türdeş olmayan manzaraları her zaman birbirletriyle uyumlu olmayan evrenleri birleştiriyorum
Kaynaklarımı çeşitlendirdim; ikonografik: filmler, ekran görüntüleri, fotoğraflar, çizimler
ve kolajlar.
Resmimde çok fazla mise en abime (bakınız resimler) kullanırım. Resimlerimde çoğu
genellikle başka resimler vardır. Bir rüya gibi olabilir. Ama benim
işim, mükemmel bir huzurun olduğu uyanık bir durumla ilgilidir.
Bu bana açık bir ilham kaynağı ile ilişki kurmamı sağlıyor.
Görüntüler ve şekiller. Bu, herhangi bir üretim çabası olmadan gerçeküstü sanatçıların yaptıkları cesetler gibi durmaktadır.
Farklı belgeler arasında çok hızlı ve çok spontan ilişki kurarım.
Bunlar bellekte tuttuğum veya önümde sahip olduğum belgelerdir. Tabii ki
yürütme aşamasında, her şey yeniden şekillendirilebilir.
Bazen çizdiğim şeyin anlamını o anda anlamıyorum.
Bazen farkındalığın gerçekleşmesi zaman alıyor.
Bir filmden görüntüsünü çıkardığımda, bu görüntüyü asla aynı şeklide tutmam,
Onu yalnızca bir atmosfer ya da ikinci bir ayrıntıyı için kullanırım.
Bazen video çekerek veya fotoğraf çekerek görsellerimi toplarım.
Bu görselleri üst üste bindirim veya yansıma efektlerini uygularım. Bu görüntülere
hatalı veya değiştirilmiş izlenimi verir.
Bazen başlangıçta yola çıktığı görsel bir kaç yıl sonra bambaşka şey olmuştur.
O kadar çok belge topladım ki
benim çok büyük ve önemli bir arşivim oluştu.
İkonografik kaynaklarım az çok arşivlendi.
Bazen bir görüntü beni öyle etkiliyor ki doğrudan bir resim çizmemi sağlıyor.
Fakat bir görüntünün seçimi de zaten kendi içinde sanatsal bir eylemdir.
Estetik ve uyum seçimimde her zaman rol oynadı.
Montajlarımı yaptıktan sonra kolajlarım.
Bu nedenle, üzerinde çalıştığım resim rötuşlanan, zaman zaman değişen görüntüler
bütünüdür.
Tuval döküldüğünde bu resimaylar yıllar içinde sürekli elden geçirilerek son halini bulur.
Genel olarak, benim resmimde her zaman soyut bir boyut vardır
Kaotik ve şekilsiz bir arka plan üzerinde farklı bir yapı ararım. Şekilsiz bir şeyden şeklin doğmasını görmek hoşuma gider.
Resmimin başlangıçtaki korkutucu tarafı bir taraftan her zaman umutla telafi edilir. Kaos ve umut
birlikte yaşar. Bu kederli veya olumsuz bir tablo değildir. Benim resmim sanki
yaşam gibidir. Engellerin üstesinden gelir,
travmanın üstesinden gelir, herşeyi yüceltmeye çalışır.
Sessiz renkleri ve keçeleşmiş renkleri severim.
Chiaroscuro’da severim. Karanlıkta, en küçük ışık yoğunlaşır.
Bu arada deredelik bir ritm oluşturur.
III. Resim ve yaratma özgürlüğü.
Figürlerinde özgürlüğe gönderme yapan ve her şeyi özgür kılan ressamları severim.
Alman ressam Neo Rauch bana özgürlüğü çağrıştırıyor. Resmi yoğun ve karmaşık.
Fakat Adrien Ghénie veya Mamma Andersson gibi diğerleri de var.
Özellikle Mamma Andersson’u çok severim.
Yürekten resim yapıyorum paralel olarak başka işle meşgul olmam mümkün değil.
Bu işte biraz şuursuzluk olmalı. Hatta bir kamikaze tarafı olmalı insanın.
Aslında tüm şansları kendi tarafına çekmeli ve kendisinin verebileceği en iyiyi vermeli ressam. Kendisiyle ilgili daha fazla bilgi ve resimlerini aşağıdaki linkten görebilirsiniz.
www.barbaranavi.com