Amerikalı Renk Ustası Kelly Ellsworth..
Amerikalı Renk Ustası Kelly Ellsworth
Kelly Ellsworth resim sergisi Paris’te Louis Vuitton Vakfı Müzesinde 4 Mayıs 2024 tarihinde açıldı. Matisse Kırmızı Atölye sergisi ile karşılaştırmalı geziliyor ki bu da yine müzeye çok yakışan bir küratörlük marifeti. Aynı şeyi Jane Mitchell ve Monet ilişkisini kurarak 3 yıl önce yapmışlardı.
Sergi ile ilgili fotoğrafları yazının sonunda bulacaksınız.
Resim sanatında renk konusuna büyük önem veren ressamlar vardır. Bu ressamlar, renk kullanımıyla sanat tarihinde önemli bir yer edinmişlerdir. İşte bunlardan bazıları:
- Vincent van Gogh: Van Gogh, canlı ve cesur renk kullanımıyla tanınır. “Yıldızlı Gece” ve “Ayçiçekleri” gibi eserlerinde güçlü renk paletleri kullanmıştır.
- Claude Monet: İzlenimci ressam Monet, doğanın renklerini ve ışığın değişen etkilerini ustalıkla yansıtır. “Nilüferler” serisi bu ustalığının güzel bir örneğidir.
- Henri Matisse: Parlak ve canlı renklerin öncüsü olan Matisse, “Dans” ve “Kırmızı Oda” gibi eserlerinde renklerin duygusal etkisini araştırmıştır.
- Wassily Kandinsky: Soyut sanatın öncülerinden olan Kandinsky, renklerin ruhsal ve duygusal etkilerini araştırmıştır.
- Mark Rothko: Büyük renk blokları kullanarak izleyicilere derin duygusal deneyimler yaşatmayı hedeflemiştir.
- Paul Gauguin: Özellikle Tahiti döneminde güçlü ve doygun renkler kullanmıştır. “Tahiti’de Kadınlar” gibi eserlerinde tropikal renklerin zenginliğini yansıtır.
- Pablo Picasso: Kariyerinde farklı dönemlerinde renklerle oynamış, özellikle “Mavi Dönem” ve “Pembe Dönem” gibi evrelerinde belirli renk paletlerini yoğun bir şekilde kullanmıştır.
Renk teorisi, renklerin doğasını, etkileşimlerini ve insan algısını inceleyen bir disiplindir. Bu alanda önemli katkılarda bulunmuş teorisyenler de vardır:
- Isaac Newton: Prizmayı kullanarak beyaz ışığın renklerine ayrıldığını göstermiştir.
- Johann Wolfgang von Goethe: “Renk Teorisi” adlı eserinde renk algısının psikolojik yönlerini incelemiştir.
- Albert Munsell: Renkleri ton, değer ve doygunluk olarak sınıflandıran bir sistem geliştirmiştir.
- Wilhelm Ostwald: Renkleri bir piramit şeklinde organize eden bir sistem geliştirmiştir.
Bu teorisyenler, renklerin bilimsel ve sanatsal yönlerini anlamamıza büyük katkılarda bulunmuşlardır. Her biri, renk teorisinin farklı bir yönüne odaklanmış ve renklerin nasıl algılandığı, kullanıldığı ve düzenlendiği konularında önemli eserler ortaya koymuştur.
Kelly Ellsworth de bu büyük isimlerin arasında yer alıyor. Louis Vuitton Vakfı’nda düzenlenen retrospektif sergisinde, 1949 ile 2015 yılları arasında yaptığı yüzün üzerinde resim, heykel, çizim, fotoğraf ve kolajı sergileniyor. Kelly, Jasper Johns ve Josef Albers gibi önemli renk teorisyenlerinden etkilenmiştir.
Kelly Ellsworth gibi renk teorisi ve renk kullanımı konusunda uzman olan diğer sanatçılar ve teorisyenler arasında birkaç öne çıkan isim bulunmaktadır:
- Josef Albers: Albers, renk teorisi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir ve “Interaction of Color” adlı kitabı renk eğitimi konusunda klasik bir referans olarak kabul edilir. Bauhaus ve Black Mountain College’da öğretim üyeliği yapmıştır. Renklerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve etkileşimlerini incelemiştir.
- Johannes Itten: Itten, Bauhaus okulunun önemli figürlerinden biridir ve renk teorisi üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınır. “The Art of Color” adlı kitabı, renk teorisi ve pratikleri üzerine temel bir eserdir. Bauhaus okulunda dersler vermiştir.
- Bridget Riley: Riley, Op Art akımının önde gelen isimlerindendir ve optik illüzyonlar yaratmak için renkleri ustalıkla kullanır. Renklerin görsel algı üzerindeki etkilerini araştıran eserleriyle bilinir.
- Leatrice Eiseman: Pantone Renk Enstitüsü’nün yöneticisi olan Eiseman, renk psikolojisi ve trend tahminleri konusunda uzmandır. Renklerin pazarlama ve tüketici davranışları üzerindeki etkileri üzerine araştırmalar yapar.
Bu isimler, renk teorisi ve sanatı üzerine yaptıkları çalışmalarla Kely Ellsworth ile benzer bir derinliğe ve etkiye sahiptirler. Her biri, renklerin gücünü ve potansiyelini keşfetmiş ve bu bilgiyi sanat veya tasarım alanında kullanarak önemli katkılarda bulunmuştur.
Piet Mondrian ve Paul Klee de renk teorisi ve sanat konusundaki katkılarıyla bu listeye eklenebilir. Her iki sanatçı da renklerin kullanımı ve teorisi konusunda önemli çalışmalara imza atmışlardır:
- Piet Mondrian: Mondrian, Neoplastisizm akımının öncüsü olarak bilinir. Sanatında yatay ve dikey çizgiler ile birincil renkleri (kırmızı, mavi, sarı) kullanarak sadeleştirilmiş kompozisyonlar yaratmıştır. Onun çalışmaları, renklerin ve biçimlerin mutlak uyumunu arayan bir estetik anlayışın ifadesidir. Mondrian’ın renk kullanımı ve soyutlama yaklaşımı, modern sanatın önemli dönüm noktalarından biridir.
- Paul Klee: Klee, Bauhaus okulunda öğretmenlik yapmış ve renk teorisi üzerine önemli dersler vermiştir. Renklerin duygusal ve psikolojik etkilerini araştıran Klee, eserlerinde renklerin incelikli ve yaratıcı kullanımıyla dikkat çeker. “Pedagogical Sketchbook” ve “On Modern Art” adlı yazıları, renk teorisi ve sanatın diğer prensipleri üzerine derinlemesine düşüncelerini içerir.
Bu sanatçılar, renklerin sanatsal ifade ve teorik anlamda nasıl kullanılabileceğini araştırarak, modern sanatın gelişimine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Hem Mondrian hem de Klee, renklerin ve formların sanatsal ifade üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyerek, sanat tarihinde kalıcı izler bırakmışlardır.
Jasper Johns da renk kullanımı ve teorisi konusundaki katkılarıyla dikkate değer diğer bir sanatçıdır. Onun çalışmaları da Kely Ellsworth, Josef Albers, Johannes Itten gibi isimlerle birlikte değerlendirilebilir. Jasper Johns, özellikle modern ve çağdaş sanat dünyasında önemli bir figürdür. İşte onun renk teorisi ve sanata katkıları hakkında bazı noktalar ise şöyle sıralanabilir:
- İkonik Kullanım: Johns’un eserlerinde Amerikan bayrağı, hedefler, haritalar gibi ikonik semboller ve nesneler sıkça yer alır. Jasper Johns bu nesneler aracılığıyla renkleri ve formu sorgular, sorgulatır.
- Renk ve Anlam: Johns’un çalışmaları, renklerin sadece görsel bir öğe değil, aynı zamanda sembolik ve anlam yüklü olduğunu gösterir. Özellikle Amerikan bayrağını kullandığı eserlerinde, renklerin sembolik anlamlarını ve izleyiciler üzerindeki etkilerini araştırır.
- Enkaustik Teknik: Johns, boya ve balmumunu karıştırarak oluşturduğu enkaustik tekniğini kullanır. Bu teknik, renklerin yüzeyde nasıl göründüğünü ve bize renklerin neler hissettirildiğini anlamamızı sağlamaya çalışır.
- Postmodern Yaklaşım: Johns’un renk kullanımı, postmodern sanatın tüm özelliklerini taşır. Geleneksel renk teorilerini sorgulatan ve dönüştüren bir yaklaşımla, renklerin algılanışını ve kullanımını yeniden yorumlar.
Jasper Johns’un renk kullanımı ve sanat anlayışı, onu çağdaş sanat dünyasında önemli bir yere yerleştirir. Renklerin sembolik ve psikolojik anlamlarını araştırarak, izleyicilere farklı bir bakış açısı sunar. Bu nedenle, onu renk teorisi ve kullanımına katkıda bulunan önemli sanatçılar arasında saymaktayız.
Ellsworth Kelly ‘ye geri dönelim, kendisinin mimari ve doğadan ilham alarak XX. yüzyılın ikinci yarısında soyutlamayı yeniden tanımladığı söyleyabiliriz. Fransa’da geçirdiği yıllar, eserleri için temel bir dönem olmuştur. Fransa’da geçirdiği süre boyunca, kendine özgü soyut dilini geliştirmiş ve 1954’te ABD’ye dönerek eserlerini bu tarzda üretmeye devam etmiştir. Kelly’nin eserleri, minimalist sanatın gelişimi bağlamında algılanmakla birlikte, onun formlar ve renkler arasındaki uyum sağlama çabaları onu bu akımdan ayrılır.
Kelly Ellsworth’un Önemli Eserleri ve Katkıları:
- Yellow Curve (1990): Bu eser, resmin duvarda değil, yerde durduğu ve formunun yarattığı etkiyi artırdığı bir çalışmadır.
- Fotoğraflar ve Bitki Çizimleri: Kelly’nin fotoğrafları ve bitki çizimleri, onun dünyayı nasıl gördüğünü ve doğadaki şekillere karşı olan hayranlığını yansıtır.
- Kartpostallar: Kelly, kartpostalları kolaj için zemin olarak kullanmış ve bu çalışmaları yaratıcı sürecinin bir parçası olarak görmüştür.
Ellsworth Kelly’nin sanatı, renklerin ve formların sanatsal ifade üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyerek, çağdaş sanatın gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Onun eserleri, renklerin gücünü ve potansiyelini keşfederek sanat dünyasında kalıcı bir etki bırakmıştır.
Ellsworth Kelly’nin Sanat Hayatı ve Katkıları
Fransa Yılları (1948-1954): Ellsworth Kelly, Boston Güzel Sanatlar Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1948’de Paris’te yaşamaya başladı. Fransa’da geçirdiği altı yıl, eserleri için çok önemli bir dönem oldu. Kelly, doğrudan çevresindeki görsel ortamdan ilham alarak, soyut dışavurumculuktan bağımsız bir tarz geliştirdi. Bu dönemde Jean Arp, Constantin Brancusi, Alexander Calder ve Georges Vantongerloo gibi isimlerle tanıştı. Kelly’nin çalışmaları, hem gerçek dünyadan alınan formların kökeniyle hem de eserlerinin çift anlamlılığıyla öne çıktı.
Transatlantik (1952-1956): Fransa’da, Kelly ilk monokrom eserini Monet’nin Giverny’deki atölyesi ve bahçesini ziyaretinden ilham alarak gerçekleştirdi. Ülkenin güneyinde başarılı renk denemelerini yaptı. ABD’ye döndüğünde, bu canlı renk paletini ve özgün formları eserlerine yansıttı. Ancak, eserleri ABD’de hakim olan soyut dışavurumculuk akımıyla uyumsuzdu.
Öz ve Duyarlılık: 1954’te ABD’ye döndüğünde Kelly, formlarını özüne indirgerken paletini de sınırlamıştır. Geniş bir repertuardan yararlanarak, resimden heykele kolayca geçiş yapan kompozisyonlar üretti. 1960’ların ortalarına doğru, Kelly’nin eserleri minimalist sanatın gelişimi bağlamında algılandı. Ancak, formlar ve renkler arasındaki uyum sayesinde minimalist akımdan ayrıldı.
Mimari ve Mekân: Kelly’nin eserlerinde mimari unsurlar önemli bir yer tutar. Onun için görme deneyimi, resmin yüzeyi ile göz arasındaki mekânda gerçekleşir. Mimari, eserlerinin ölçeğini belirler. 1950’li yıllardan itibaren Kelly, geleneksel tablo formatının ötesine geçmek istemiştir. “Duvar, üzerine bir şekil yerleştirdiği zemin olarak eserinin bir bileşenidir,” der Kelly. Örneğin, Color Panels for a Large Wall II (1978) adlı poliptiği, National Gallery of Art’ın avlusunda görülebilir.
Fotoğraflar: Kelly, 1950’lerin başında fotoğraf çekmeye başladı. “Fotoğraf benim için şeyleri başka bir açıdan görmenin bir yolu,” derdi. Fotoğrafları, onun dünyaya nasıl baktığını göstermektedir. Hiçbir resmi veya heykeli belirli bir fotoğrafla ilişkilendirilemez, ancak bu görüntüler onun vizyonunu gösterir.
Bitki Çizimleri: Ellsworth Kelly’nin doğanın formlarına olan hayranlığı, hayatı boyunca yaptığı sayısız bitki çizimlerinde görülür. Bu çizimler, sanatçı eline olan inancını gösterdiği çalışmalarıdır. Kelly, 1949’dan itibaren fırça darbelerinin izlerini ortadan kaldırmıştır.
Kartpostallar: Kelly, Fransa’da yaşarken kartpostalları kolajlar için zemin olarak kullanmaya başlamıştır. Bu eserlerinde, soyutlama ve figürasyon arasındaki sınırı kaldırarmaya çalışmıştır. Eserleri, mizah ve gizemi iç içe göstermeyi amaçlamaktadır. Kelly’nin kartpostalları, onun yaratıcı yönünü gösterir.
21. Yüzyıl: Yarım asırdan fazla bir süre boyunca, Kelly şekiller ve renkler üzerine bir söz dağarcığı geliştirmiş ve bu dili incelemiştir. Kelly, “Bence hepimizin sanattan beklediği şey, bir durağanlık hissi, günlük hayatın kaosuna bir karşı koyuştur,” derdi. Onun sanatı, dünyanın karmaşıklığını sabitlemeye çalışırken, akışın gerçekliğini ve sanatın açık, tamamlanmamış bir durum olarak kalmasını hedefler.
Louis Vuitton Vakfı ve Oditoryumu: Kelly, Louis Vuitton Vakfı’nın oditoryumu için yaptığı son eserlerinden biriyle mekânın tüm görsel verilerini dikkate alarak tam bir sanat eseri yaratmıştır. Oditoryuma girildiğinde, izleyici Spectrum VIII’i, sahne arkasını oluşturan ve sarı renk skalasında 12 birleşik paneli görür. Paneller, salonun mimari özelliklerini belirlerken, renklerin ve formların uyumu izleyiciye hoş bir deneyim sunar.
Ellsworth Kelly’nin Mirası: Ellsworth Kelly’nin sanatı, renklerin ve formların gücünü ve potansiyelini bize gösterirken modern sanat dünyasında önemli bir etki bırakmıştır. Eserleri, renklerin sembolik ve duygusal anlamlarını araştırarak, izleyicilere farklı dünyalara götürür. Kelly, Renk teorisi ve sanata katkıda bulunan çok önemli bir sanatçıdır.
Bu sergi, Kelly’nin yüzüncü doğum yılı kapsamında, onun renk ve form üzerindeki ustalığını kutlamak için düzenlenmiştir. Sanatçının eserleri, modern sanat dünyasında önemli bir yer tutar. Matisse’in Kırmızı Atölye adlı sergiyle karşılaştırmalı gezilebilen bu renk dehası Kelly Ellsworth sergisi insanda farklı bir enerji yaratıyor Paris’e yolunuz düşerse ve resim seviyorsanız mutlaka gezin deriz.