Gece Defterleri
MEHMET ÖMÜR
Kitap Hakkında
Gece Defterleri
Koronavirüs Çin’de ortaya çıktığında ben İstanbuldaydım, bu afetin en az iki yıl boyunca dünyayı dize getireceğini tahmin edememiştim. Virüslerin tamamının ağırlığı 1 gramdı. 2 yılın sonunda dünyada covid 19 dan ölüm sayısı 5 milyona yaklaştı.
İlk başta Parise gelip karantinaya girdim. Arkadaşlarımla salgının kaç kişinin hayatına mal olacağı konusundan tartışmalara girerken diğer taraftan yiyecek içeceklerimiz kapının önüne bırakılıyordu. Dezenfekte edilmeden içeri alınmıyordu. Biz de haftalarca burnumuzu kapının önüne çıkarmıyorduk. Sokağa çıkamadığımdan artık çok sevdiğim fotoğrafları da çekemiyordum. Yıllardır çektiğim 2 milyon fotoğrafıma bakmaya içlerinden iyilerini seçmeye başladım. Bazılarını manipüle ettim. Bazılarını cep telefonumda ve iPad’imde boyadım. Bazılarını basıp üzerlerine akrilik, pastel boylar sürdüm. Bazılarını da kesip parçalayıp yeniden birleştirip yapıştırmaya başladım. Böylece kolaj ve boyama işinde de girmiş oldum. Bit pazarlarından topladığım eski sahipsiz fotoğrafları değerlendirmeye başladım.
Böylece ruh sağlığımı korumaya çalıştığımı düşünmeye başladım.
Ruh halimiz değişmişti. Yaşamımız değişmişti. Daha çok film izliyor daha çok içki içiyorduk. Kısa sürede sinefil olduğumu anlamakla kalmamış sanatsever olduğum konusundaki kafamdaki sorular da dağılmaya başlamıştı. Zoom toplantıları aracığı ile dünya ile iletişim kurarken MoMa dan sanat dersleri alıyor bir sanal sergiden diğerine koşuşturuyordum.
Boş zamanların nasıl doldurulacağı konusundaki tereddütler de yok olmuştu.
Sorun gecelerdeydi. Aylarca insanın boş zamanı olduğunda zaman akışının göreceli olarak şekil değiştiriyor. Gündüz/gece ilişkisi tersine dönüyor, gündüzleri uyunurken geceleri sabahlanıyordu.
İşte “Gece Defterleri” böyle bir dönemde ortaya çıktı. Clairefontaine marka 40 sayfalık sketchbook tarzı kara kaplı defterlerin sayfaları işlerimle dolmaya başladı.
Sabahlanan gecelerde defterler ortaya çıktı. İsterseniz doğdu diyelim.
Benim için her “Gece Defteri” bir doğumdur. Dünyaya gelen bir bebektir, benim bebeğimdir. İlk başlardakiler sancılıydı. Ama arkadan gelenler öncekilerin açıp genişlettiği yolları kulandıklarından daha rahat doğdular.
14 doğum 14 gece defteri. Gündüzleri ise elimin altındaki 400 yapraklı iri kıyım deftere elime geçenleri yapıştırıyor, aklıma gelenleri yazıyordum. O “Sarı” “Gündüz Defteri” de elimin altında bonus olarak bir kenarda duruyor. Sırasını bekliyor. Günü geldiğininde size gösteririm.
Bu iki yıllık süreç beni kökten değiştirdi. Seyredilen filmler dünyaya başka penceler açarken, dinlenen müzikler, okunan kitaplar, katılınan toplantılar, hazırlanan konferanslar, verilen dersler beni başka yere taşımıştı.
Doğal olarak her zamanki gibi farklı sularda yıkanmıştım. Ama bu kez yıkandığım sular 65 yıllık sulardan çok farklıydı. Yaşam endişeleri, korkular, yaşama arzusu, ölüme ve yaşlılığa dair düşünceler gece defterlerinin içinden geçmeye başlamıştı.
Etraf şarap kokusu dışında başka şeyler de kokuyordu. Tanımadığım anlam veremediğim kokular almaya başlamıştım. 3 ayın sonunda bir çok boş şişe ve bir sürü gece defterleriye baş başaydım. Hızımı alamadım, konulu bir fotoğraf albümünü de Merih Akoğul’un önüne bıraktım. Gelecekte bize göz kırpıp selam verecektir mutlaka.
Bunları kütüphanemin bir kenarına kaldırmak içimden gelmedi. Bunları paylaşmalıydım. Sanatsal değerini araştırmalıydım. Bir kenarda tozlanması, saatlerce, gecelerce çalışmaya saygısızılık olur diye düşündüm.
İlk başta aklıma 25 yıl önce bana fotoğraf konusunda el veren, Bilgi Üniversitesinin atölyelerine Yazı-yorum, Görü-yorum kurslarıyla bana yeni ufuklar açan küratör dostum fotoğraf sanatçısı, yazar Merih Akoğul geldi. Konuyu kendisine açınca “Bir bakalım Mehmet” dedi. Ondan olur alınca ardından Kapadokya kitabımın yapımında desteklerini esirgemeyen arkadaşlarım Fethi İzan, Alparslan Baloğlu ve Mehmet Ali Türkmene de danıştım. Onlar da olumlu yaklaşınca devam etmeye, ortaya bir obje kitap çıkartmaya karar verdim.
Arkadaşlarımla sınırlı sayıda olmalı, hediye edilmemeli, kıymetini bilenlerin kütüphanelerini süslemeli diye düşündük.
ve kolları sıvadık.
Son yıllarda içine düştüğüm sanat okyanusunda bu işlerim bana deniz feneri olsunlar istedim.
1-Diary; Günlük Bu gece defterinde yaptığım boyama ve kolaj çalışmaları yer alıyor. Bazıları alt yazılı.
2- A Nihgtmare; Kabus Arles bölgesinde terkedilmiş bir fabrikada terkedilmiş bir genç kızın kabusuna tanıklık ediyoruz.
3-An attempt at exhausting a place in Paris; Bir Paris Semtinin Tüketilme Denemesi. Perec’in ölümünden sonra basılan bu kitabın Fransızcası 50 sayfa türkçesi 64 sayfadır. Bu kitabının 3 gün aynı kahvede oturularak yazılmasının uyandırdığı ilhamla aynı semtin üç gün boyunca sürüklenilerek fotoğraflanması deneyimi.
4-Appropriated; Sahiplenilmiş. Bit pazarlarından para karşılığı sahiplenilen eski fotoğraflardan yola çıkılarak anlamlandırma çalışmaları.
5-Arles Summer of 14; Arles 14 yazı. 40 yıl önce kurulmuş dünyanın belki de en önemli fotoğraf festivali. Arles fotoğraf festivali ile tanışma heyecanını taşıyan fotoğraflar bu gece defterinde bir araya geldiler.
6-Batz Island; Batz adası. Ünlü hümanist fotoğrafçı Jacques-Henri Lartigues’in bir yazını geçirdiği Brötanya açıklarında Atlantik okyanusundaki büyük ada büyüklüğündeki adada geçirilen bir haftanın tortuları.
7-Dream all about dream; Rüya sadece rüya. Adı üstünde. Yazısız da diyebiliriz.
8-I don’t sleep; Uyuyamıyorum. Gece defterlerinin ilki. Her şeyin başlangıcı. Covid sana teşekkür mü etmeli?
9-My Men; Adamlarım. Boyama-kolajlarla kendime bir dolu arkadaş yarattım. Covid yalnızlığından kurtulmak için. Başka bir amaç aranmasın. Adları mı? onları da siz bulun.
10-Precious and chaotic papers; Kıymetli ve kaotik kağıtlar. Artık sonlara yaklaşıyoruz. Kıymetli kıymetsiz kavramları karışmış. Kıymetsiz kağıtlar düzene girmiş ama kıymetli sanılmış. Eyvah.
11- Reflections; Yansımalar. Karanlık gecelerden el altındaki yansımalar yansıtılmaya çalışımış. Bir gece defteri de böyle ortaya çıkmış.
12-Ripple marks, an expedition to Iceland; İzlandaya sefer, dalga işaretleri. Tanrı eğri çizgilerle doğru yazar.
13-These shoes are made for walking; Bu ayakkabılar yürümek için yapıldı. Desek de inanmayın. Görüldüğü gibi fotoğraflanmak ve üzerleri boyanmak için yapılmış. Corona gecelerinde.
14-Wine book; Şarap kitabı. Corona günlerini dolduran şişelerin geceye bıraktığı artıklardan üreyenler, türeyenler.
Sayfa